Seçim ve Geçim enflasyonu dinamikleri
Sadece 2024 yılının değil ve fakat, son senelerin en geniş etki sahasına sahip seçimine sayılı saatler kala, erken seçim mekanizması çerçevesinde, posta yoluyla ve şahsen oy kullanan seçmen sayısının bu gün itibarıyla yetmişiki milyonu aştığı görülüyor.
Son on günlük kamuoyu yoklamalarında değişme göstermeyen, “başabaş ve bıçak sırtı” bir yarışta, başta Pennsylvania olmak üzere bazı eyaletler, seçim sonucunu belirleyecek kritik seçmen kitlesini temsil ediyor. Her iki adayın da, tamamladıkları yoğun kampanya süreçlerini; “salıncak eyalet” tabir edilen bu seçim bölgelerinde sonuçlandırmış olmaları da dikkat çekiyor.
Amerikan orta-taşrasında yaşayan seçmenlerin, kendi ülkeleri ile birlikte dünyanın geleceğini etkileyecek bir oy gücünü temsil etmeleri manidar bulunuyor. Keza, halkoyu-sandık sonuçlarının; seçimin galibini belirleme bakımından bir ara aşama olduğuna vurgu yapılarak, ancak delegeler eliyle başkanın tayini mekanizması hakkındaki eleştirilerin yoğunlaştığı izleniyor.
Üstelik, 2000 yılında Al Gore (Demokrat) ve 2016’da Hillary Clinton (Demokrat) yaşanmışlıklarına referansla, halktan daha fazla oy almanın, seçimi kazanmaya yet(e)mediği hatırlatılıyor. Kimi yorumcular, bu kez aynı “delege seçimi azizliği” ihtimaline, Donald Trump (Cumhuriyetçi) ‘ın da yakalanabileceğine dikkat çekiyorlar. Bir başka ihtimal olarak; kesin sonuçların açıklanması sürecinde ortaya çıkabilecek tartışma ile itirazların yıpratıcı; çatışma ortamını gündeme getirici ve belirsizlik sarmalını destekleyici açılımlara savrulma riskine vurgu yapılıyor.
ABD seçim sisteminde etkin rol oynayan bağış-katkı yapılanmasının; bu seçimlerde de ön plana çıktığı........
© CNN Türk
visit website