menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

2025 Vehbi Koç Ödülü 0=1 Dini’ne Verilmeli!

25 23
22.08.2024

Günümüze kadar herhangi bir sermaye grubu herhangi bir dine ödül vermemiş olması bir gerçektir. Ancak postmodern bir anlayışla, önümüzdeki yıllarda Vehbi Koç Ödülü’nün “0=1 Dini”ne verilmesi yeni bir akım başlatabilir ve bu da kanımca oldukça anlamlı olacaktır. Böyle bir ödül kuşkusuz, Taylan Kara’nın Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme 1 eserinde tariflediği ve sonraki serilerinde anlamını daha da derinleştirdiği “Ahmaklaştırma Enstitüsü” kavramına yeni bir anlam ve ivme kazandıracaktır. Hiç kuşkusuz bu enstitü, kapitalizmin en etkili kontrol ve eğitim merkezidir.

Her dinin çıkış noktası; reel dünyadaki “çaresizliğe” zihinde oluşturulan inanç yoluyla çare üretmek olsa da günümüz ölçeğinde bir dinin yüceliği, içinde barındırdığı çelişkiler ile doğru orantılıdır. Yani, bir din ne kadar çok çelişki içeriyorsa o kadar gerçekçi ve makbuldür. Bu açıdan; kurucusu, sevk ve idaresi bizzat benim tarafımdan yürütülen 0=1 Dini, “0=1 çelişkisi” üzerine inşa edilmiştir. Bu sağlam temelli çelişki, her çelişkiyi üretecek kabiliyette olup üretilen çelişki topluluğunu aşabilecek başka bir topluluk olamayacağından “0=1 Dini”nden daha inandırıcı, ulvi ve yüce başka bir din yoktur ve olmayacaktır da.

Yapısı gereği “0=1 Dini”ne göre Hz. İsa hem peygamber hem de peygamber değildir. Hz. Ali hem yaşıyor hem de ölmüştür. Daha ötesi, bu din kendisinin varlığını da yokluğunu da inkâr edebilir. İnkârı da inkâr edebilir. Daha da fazlası, bu din hem vardır hem de yoktur.

Böyle bir giriş yazısı bazı okurlar için tuhaf ve anlaşılmaz gelebilir ancak açıklandığı gibi konu, “anlaşılmazlık” üzerine inşa edilen postmodernizm düzleminde anlaşılmaya çalışıldığında anlaşılır olacaktır. Anlaşılmasa bile okurun “0=1 Dini” ve “Ahmaklaştırma Enstitüsü” gibi iki kavramı yeni ve müthiş bulacağı kesindir!

Aslında bu haftanın köşe yazısı konusunu, 2500 yıl kadar önce işlenen bir cinayete (rivayet, şu ya da bu, her neyse!) neden olan ve bugünkü bakış açısıyla matematiğin ilk krizi olarak değerlendirilen bir problemden üretilen “Kare biçiminde ve büyüklüğü iki kilometre kare olan bir şeftali bahçesi bulunabilir mi?” sorusunu tartışmaya açmayı planlamıştım. Ancak yaşam akışı içerisinde dayatılan “güncellikler” nedeniyle, köşenin konusu “ödül” ve bununla bağlantılı konular oldu.

Yukarıda sorunun anlamının daha iyi anlaşılabilmesi için soruda geçen “iki” ifadesinin yerine “bir” alarak elde edilecek mukaddem bir soruyu tartışmak anlamlı olacaktır. Yani, “Kare biçiminde ve büyüklüğü bir kilometre kare olan bir şeftali bahçesi bulunabilir mi?” sorusu anlamsız olmayacaktır.

Ayrıca bu sorulardan birinin yanıtının bilinmesinin diğerinin yanıtını nasıl etkileyebileceği üzerinde de........

© Birgün


Get it on Google Play