Tersine yollar
Mehmet Yıldırım için
Doğduğu köy bir dağın hemen altındaydı: Gomemiş. Upuzun kavak ağaçları, serin gölgeli meşeleri, taş çeşmeleri, yemyeşil tarlaları ve aşağıda kederle akan Harçik vardı. Ama o, onları hemen terk etti; İstanbul’a gitti.
Burada tarihçilik mesleğine başladı. Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi Bölümü’nde çalıştı. Osmanlıca öğrendi, arşivlere daldı. Yirmiler, otuzları kovaladı, okulda, kütüphanede, bir resmi dairede eski yazıyla yazılmış papirüsleri topladı bir köşede sessizce. Konstantiniyye mahzenlerinin kokusunu çekti içine, Moşige’ye benzemiyordu.
Muhalif safta herkesin “makro işler”i sürdürdüğü, “büyük hikâyeler”e daldığı, Kürt sorununu ya da Ermeni tehcirini araştırdığı ve yazdığı o yıllarda, saraydan çekilen bir telgrafla Keban madenlerinde neler yapıldığını, soygunculara karşı hangi kıyıcı fermanların verildiğini, kimlerin bir ağaca asılıp, kimlerin gözü yaşlı sürgüne gönderildiğini ortaya çıkardı -ki tarih çoktan unutmuştu........
© Birgün
visit website