Finansallaşmanın yeni dönemi
Finans farkında olalım veya olmayalım toplumsal yaşamın tüm dokularına nüfuz etmiş durumda. Bankamatikten para çekerken, bakiyemiz yetersizse kredi kartından nakit çekme olanağını değerlendirirken, her ay kart borcumuzun ne kadarını ödeyeceğimize karar verirken aslında finansal kararlar veriyoruz. Faiz oranlarından, döviz kurlarından, borsa endekslerinin seyrinden ister borçlu konumda bulunalım, isterse küçük tasarruflarımızı nemalandırmaya çalışalım hepimiz doğrudan etkileniyoruz.
Bankalar Birliği Risk Merkezi Şubat 2024 verilerine göre ihtiyaç, konut ve taşıt kredisi olmak üzere tam 40.2 milyon kişinin bireysel kredi borcu var. Kişi başına ortalama kredi bakiyesi ise 73 bin 346 lira. Bireysel kredi kartı bulunan 37 milyon kişinin ortalama borcuna gelince, o da 36 bin 086 lirayı buluyor. Bankalararası Kart Merkezi’ne göre ceplerimizde 121.4 milyon kredi kartı var. Sadece Mart 2024’te 807 milyon adet işlem yapmışız.
Hafif gerilemekle birlikte hala ihtiyaç kredisi faizleri 19 Nisan itibarıyla yüzde 81.5. Kredi kartı nakit çekim faizi aylık yüzde 5 ve kredi faizi aylık yüzde 4.25. Daha önceki yazılarımızda da vurguladığımız gibi, bu tablo enflasyonun yüksek seyrettiği, asgari ücretin Temmuz ayında artırılmayacağının ısrarla tekrarlandığı bir ekonomik konjonktürde önümüzdeki aylarda ciddi bir bireysel borç krizi yaşanabileceğine işaret ediyor. Göründüğü kadarıyla bu konuları önümüzdeki aylarda tartışmaya devam edeceğiz. İsterseniz şimdi finansallaşma konusu üzerine biraz yoğunlaşalım.
FİNANSALLAŞMANIN TARİHİ SEYRİ
Finansın tarihsel ve kuramsal geçmişine bir göz atarsak; Marx finansın hem “peygamber”, hem de “dolandırıcı” olduğunu söyler. Çünkü finans sayesinde kapitalizm daha hızlı genişler, ama aynı zamanda böylelikle istikrarsızlık ve krizlerin tohumları da atılmış olur. Gerald A. Epstein’ın yaygın kabul gören tanımına göre; finansallaşma, finansal güdülerin, finansal aktörlerin ve finansal kurumların yerel ve uluslararası ekonominin işleyişinde artan rolü anlamına gelir.
Finansallaşma olgusu, kapitalist küreselleşme sürecine katılan bütün ülkelerde farklı düzeylerde de olsa gözlendi. John Bellamy Foster’a göre ekonomide finansallaşmayı 5 ayrı göstergede izleyebiliriz:
1) Toplam karlar içerisinde finansal karların oranındaki artış.
2) GSYH’nin oranı olarak borçluluk düzeyinde yükselme.
3) Kısaca FIRE diye nitelendirilen finans, sigorta ve emlak sektörlerinin ulusal gelir içerisindeki payında artış.
4) Egzotik ve şeffaf olmayan finansal enstrümanların çoğalması.
5) Ekonomik krizlerde finansal........
© Birgün
visit website