“İstanbul seni seçmeyecek!”
Aylardan güzdü ve ben 19 yaşındaydım. Hem romantik hem solcu olmak için iyi bir yaş ve iyi bir mevsimdi. Şair olduğumu ise kimseye söylemiyordum, belki de “arkadaş arasında şair” olmak daha iyiydi! Her ne kadar Paul Nizan Aden Arabistan’a “Yirmi yaşındayım. Kimse bana yaşamın en güzel çağı budur demesin” cümlesiyle başlasa da, kalbimiz, vicdanımız, geleneğimiz, geleceğimiz “yirmi yaşında komünist ol”mamızı ve hep böyle kalmamızı söylüyordu.
Sistem henüz parlamenterdi, senatolu bir meclis vardı. O meclis 12 Mart 1971’de askeri muhtırayı “yemiş”, Turgut Uyar “herkesin şimdilik hakkı vardır hüzünlenmeye” dediği ve “başarısız boktan bir kış geçirdik / kanımız bile doğru dürüst akmadı / bir sürü çocuğu öldürdüler” acısıyla yakıcı “Kıştan kalan soğukluk” şiiriyle, o kanlı üç yılı bir daha silinmemecesine tarihimize işlemişti: Bellek, kalp, öfke dahildir bu tarihe: Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i “üç fidan”ı darağacına yollamışlar, Mahir’e, Ulaş’a, Sinan’a, Cevahir’e, Cihan Alptekin’e, Ömer Ayna’ya, canlara kıymışlar, Kızıldere’yi kana bulamışlar, Kaypakkaya’yı akıl almaz işkencelerden geçirip katletmişlerdi.........
© Birgün
visit website