menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

MOODY’S verdiği yüksek notlar karşılığında İsrail ve Yunanistan’dan ne kazanç sağlıyor?

16 0
19.01.2024

Moody's, geçen hafta Türkiye ekonomisine ilişkin takvim dâhilinde değerlendirmeye gitti. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye'nin kredi notunun "B3" olarak teyit edildiği, daha önce "durağan" olan not görünümünün ise "pozitif"e yükseltildiği bildirildi. Açıklamada, görünümün pozitife çevrilmesinin ana nedeninin "ekonomi politikasındaki belirleyici değişiklik, özellikle de ortodoks para politikasına dönüş" olduğu belirtildi. Manşet enflasyonun yakın vadede artması muhtemel olsa da enflasyon dinamiklerinin değişmeye başladığına dair işaretler olduğu vurgulanan açıklamada, bunun da para politikasının güvenilirliğini ve etkinliğini yeniden kazandığının göstergesi olduğu anlatıldı. Moody’s, emperyalizmin ekonomik tetikçilik araçlarından birisi olarak görüşlerini açıkça ifade etmiş. Açıklamada mealen ortodoks yani neoliberal politikalar uygulandığı için Türkiye’nin görünümünü düzeltiyoruz diyor. Neden? Çünkü neoliberal ekonomi politikaları emperyalizmin bir ülkeyi içerden fethetmesinin önünü açan en temel politikalardır. Peki, Yunanistan gibi borç batağında çırpınan bir ülke, İsrail gibi soykırımcı, emperyalizmin maşası olan bir ülke nasıl oluyor da ‘yatırım yapılabilir’ notu alıyorken Türkiye’nin notu ‘yatırım yapılabilir’ seviyenin beş kademe altında yer alıyor? Önce Moody’s ve benzeri derecelendirme şirketlerinin özelliklerine bakalım.

Derecelendirme yapılırken objektif kıstaslar ve subjektif kıstaslar kullanılıyor. Objektif kıstaslar matematik olarak ölçülebilen unsurları kapsıyor; örneğin bütçe açığı, cari açık, borç/GSYİH oranı gibi. Subjektif kıstaslar ise ağırlıklı olarak politik kıstaslara dayanıyor. Derecelendirmede kullanılan objektif kıstaslardan batma riski hesaplamalarında kullanılan matematik modelin ne kadar başarısız olduğunu 2008 krizinde ve 2023 ABD bankacılık krizinde yaşayarak gördük. Buna rağmen derecelendirme kuruluşları bu matematik modeli ısrarla kullanmaya devam ediyor! Subjektif kıstaslara gelince; bu kıstasların içinde bazı matematiksel ölçümler de bulunuyor ancak subjektif kıstasların ve yorumların ağırlığı bu ölçümleri değersizleştiriyor. ‘Etkinlik,........

© Aydınlık


Get it on Google Play