Çin terör sorununu bakın nasıl çözdü!
Çin Haber Ajansı’nın daveti üzerine Dış Haberler Şefimiz Özgür Altınbaş’la birlikte 1-6 Eylül tarihleri arasında Sinciang - Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyaret ettik. Urumçi, Yining ve Horgos şehirlerinde ekonomik yatırımlar üzerine sunumlar yapıldı. Etkinliğin son gününde düzenlenen medya çalıştayına katıldık. Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan ve Özbekistan’dan gazetecilerin bulunduğu çalıştayda Aydınlık’ın sunumu ilgiyle karşılandı ve katılımcılar tarafından ‘teorik düzeyi yüksek, net sunum’ olarak değerlendirildi.
Bu yazıda temaslarımızla ilgili genel bilgileri Aydınlık okurlarının dikkatine sunacağız. Çin’in planlı – kamucu ekonomik başarılarına ve bu sürecin Uygur Özerk Bölgesi’ne yansımasını Aydınlık’ta sık sık işlediğimiz için sadece ziyaret kapsamındaki bilgileri aktaracağız.
Ayrıntıları ise Özgür Altınbaş’ın kaleminden yayımlayacağız.
Türk basınında pek yer bulmadı: Haziran ayında Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyaretinde çok önemli, somut bir adım atıldı: Çin havayolu şirketi China Southern, Urumçi-İstanbul seferlerini Fidan’ın ziyaretinden hemen sonra başlattı. Biz de Türkiye’den Uygur Özerk Bölgesi’ne bu yolla gittik.
Altını çizelim: Uygur Özerk Bölgesi; Afganistan, Pakistan ve Tacikistan’a komşu. Bu ülkelerin çeşitli bölgelerindeki Selefi örgütlenmelerinin bir numaralı hedefi Çin. Sadece 2007-2017 arasındaki terör eylemlerinden dolayı binden fazla kişi öldü. Ülkemizin de terör örgütleri listesinde bulunan Türkistan İslam Partisi komşu devletlerde hücreler kuruyor. Fakat şu sıralar en önemli örgütlenme alanları Suriye’nin kuzeyi. Özellikle Cisr el-Şuğur bölgesinde silahlı eğitimler yapıyorlar. Aydınlık’ta bu grupların liderlerinin ‘Çin’e karşı savaşmak için hazırlanıyoruz’ açıklamalarını yayımlamıştık. Aynı gruplar 27 Mayıs 2020 tarihinde İdlib'de devriye görevi yürüten Türk Silahlı Kuvvetleri konvoyuna saldırı düzenlemiş, Barış Pınarı Harekatı sırasında da Mehmetçik’e kurşun sıkmıştı.
Çin, bölücü ve yobaz teröre karşı tavizsiz bir çizgi izliyor. Çin yönetimi dini ve kültürel ifade alanını özgür tutarken bölücü - yobaz örgütlenmelere karşı sıfır tolerans uyguluyor. Uygur Özerk Bölgesi’ne Batı gözlüğüyle bakanların çarpıttığı nokta tam da burası. Türkiye’de PKK’nın partisi DEM istediği gibi örgütlenip, bölge halkını siyasi etki altına alma şansı bulurken Çin’de bölücü-yobaz yapılar bu ‘demokrasiyi’ bulamıyor.
İkinci önemli nokta: Çin devleti, terörü ‘ekonomik yatırımla’ ezme iradesine/imkanına ve birlikte uyum içinde yaşama kültürünü öne çıkaran devrimci bir programa sahip. Bunu en net şekilde Uygur Özerk Bölgesi’nin kalbi olan Etnik Kültürel Pazar’da görüyorsunuz. Binlerce dükkanın yer aldığı Etnik Kültürel Pazar’ın bazı sokakları İstanbul’daki Kapalı Çarşı canlılığını anımsatıyor bazı sokakları da sanat atölyelerinin huzurunu yansıtıyor. Çarşı o kadar büyük ki bir günde gezmeniz mümkün değil. Çin yönetimi, merkezi ve planlı ekonomiyle, Uygur Özerk Bölgesi’nde üretimi, ticareti güçlü bir şekilde teşvik ediyor. Kalkınma için, güvenlik ve huzur parola haline getirilmiş. Çarşıda, Müslüman kültürün her öğesine rastlıyorsunuz. Yöresel kıyafetleriyle mesleğini yapan ustalar, dans eden gençler hemen gözünüze çarpıyor. Ortam adeta bir milli bayram coşkusu içinde. Esnafa ‘Bugün özel bir gün mü?’ diye sorunca şaşırdılar: ‘Burası her gün böyle. Üretiyoruz, satıyoruz, kazanıyoruz. Burayı da ticari çekim merkezi yapıyoruz.’
Etnik Kültürel Pazar’a yolunuz düşerse ağaçtan yapılan heykelleri görmeden gelmeyiniz. Türk iş insanlarının, özellikle restoran sahiplerinin mekanlarında sergilemek isteyebileceği enfes ağaç heykelleri dakikalarca inceledik. İranlılar kavun suyunu çok seviyor, Çinliler de karpuz suyuna bayılıyor. Uygur bölgesinde de karpuz suyuna ilginin hayli fazla olduğunu gördük.
Uygurcanın yasak olduğu büyük bir yalan. Uygurca kamu kurumlarında, sokakta, dergide, gazetede, televizyonda hatta paranın üstünde! Sadece Uygur Özerk Bölgesi'nde 35 bine yakın cami bulunuyor. Nüfus oranına göre her 500 Müslümana bir cami düşüyor. Türkiye'de her bin kişiye bir cami düştüğü düşünüldüğünde bu oran bile dini inanca müdahale olmadığını gösteriyor.
Yerel yönetim şu sıralar Nasrettin Hoca’yı bir sembol olarak kullanma kararı almış. Bölgede Nasreddin Hoca için ‘Efendi’........
© Aydınlık
visit website