Devlet-i ebet müddet
Türklerin ‘devlet’ ideolojisi, toplumun çatısı olan bu yapının ‘sonsuza kadar süreceği’ tezini temel alır. Tam adıyla; ‘Devlet-i ebet müddet’, yani ‘sonsuza kadar devlet’ olarak zikredilir.
Bu teze göre; ‘Türk Devleti’, yeri, zamanı, rejimi, hanedanı, yönetim şekli değişse de hep ‘aynı devlet’ sayılır. Yani Mete Han’ın Asya Hun İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti aynı Türk Devleti’dir.
Bu ebedi devlet fikri, Türklerin genetiğine işlemiş bir anlayıştır. Büyük âlimlerimizden Osman Turan, ‘Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi’ adlı hacimli ve önemli eserinde, Türk Devlet ideolojisi olan ‘Turan’ın temellerini, bu ‘ebedi devlet’ fikrinde arar.
Evet, bizim anlayışımıza göre Türk Devleti, farklı zaman ve coğrafyalarda zuhur etse de birden fazla hanedanın veya rejimin egemenliği altında olsa da, özünde tek bir devlettir ve ebediyen ayakta kalacaktır.
Dolayısıyla bugün ‘Cumhuriyet’ rejimiyle taçlanmış olan Türk Devleti'nin kimi kurumları Osmanlı dönemine, kimileri Selçuklu dönemine, kimileri de Hunlar dönemine kadar tarihlenir.
Buna birkaç örnek vermek gerekirse; Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşu 1845, Türk Hava Kuvvetleri’ninki 1911, Türk Deniz Kuvvetleri’ninki 1081, Orman Teşkilatı’nınki 1839, İstanbul Ticaret Odası’nınki 1880, İstanbul Barosu’nunki 1878 ve Türk Kara Kuvvetleri’nin kuruluş tarihi ise Milattan Önce 209’dur.
Dikkat ediniz; örneklerde verdiğim kamu kurum ve kuruluşlarının başlangıcı, kimisinde Osmanlı dönemine, kimisinde Selçuklu dönemine, hatta Kara Kuvvetleri’nde Hun Türklerine kadar uzanıyor.
Şimdi, öncelikle Türk Milleti’nin ve İslam Âleminin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun. İslam Âlemini bilerek kattım mevzuya. Çünkü Türklüğün kurtuluşu olmadığında, dünya Müslümanları da esir demektir. Bu tez, tartışmaya gerek duyulmayacak kadar sarihtir, nokta.
30 Ağustos münasebetiyle, Türkiye Cumhuriyeti........
© Anadolu Gazete
visit website