İktidara yakın bir patron daha fazla vergi ödediğinde daha mı değerli oluyor?
Prof. Dr. Mustafa Durmuş – Gelir Vergisi rekortmenleri listesinin ilk iki ismi Saray’a çok yakın isimlerden oluşunca, özellikle de sosyal medyada bir tartışma başladı.
Öyle ki geçen yılın Gelir Vergisi rekortmenleri sırasıyla; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar ve kardeşi Haluk Bayraktar ve Türkiye’nin en büyük ve en eski sermaye gruplarından birisi olan Koç Holding’in patronu Mustafa Rahmi Koç oldu.
Selçuk Bayraktar 1,95 milyar TL, Haluk Bayraktar 1,68 milyar TL vergi ödeyerek ilk iki sırada yer alırken, Rahmi Koç 480 milyon TL vergi ödeyerek üçüncü oldu.
Saray’ın gurur tablosu mu?
Böyle olunca da Saray medyası ve Anadolu Ajansı gibi devlet medyası aşağıdaki tabloyu gururla yaymaya başladılar. Sarayın kadrolu danışmanı, “dolar 3 TL’yi geçerse yüzüme tükürün” vecizesi ile bilinen piyasa iktisatçısı Yiğit Bulut da her zamanki gibi AKP’li bu sermayedarlara övgüler yağdırdı.
Diğer yandan, daha ziyade ulusalcı, Atatürkçü, laik ya da sosyal demokrat olarak kendini tanımlayan bazı kesimlerse Koç Grubunun Bayraktarların yarattığı istihdamın 15 katından daha fazla istihdam yarattığına vurgu yaparak Koç’u savunmaya geçtiler.
Vergi etiği açısından bu kıyaslama ne kadar doğru?
Çok enteresan değil mi? İşin aslına bakılmaksızın ülkedeki iki sermaye grubu arasında, “iktidara yakınlık” veya “daha az yakınlıktan” yola çıkılarak vergi etiği açısından kıyaslamalar yapılıyor. Oysa durum “kimin daha çok ya da daha az vergi ödediği” hususundan çok daha önemli boyutlara sahip.
Öncelikle, hem Bayraktarlar hem de Koç Grubu ödedikleri vergilere temel teşkil eden kârlardan elde ettikleri gelirlerini, adına “güvenlik ve........
© Açık Gazete
visit website