Yahya Sinvar'ın liderliği ne anlama geliyor?
Gazze’de yaşananlar, epey zamandır tüm uzlaşmacı yaklaşımların İsrail’in Filistin’i yok etme planlarına hizmet ettiğini düşünenleri birkaç adım daha öne çıkardı. İsrail ateşkes müzakerelerinde masadaki muhatabı Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’yi öldürünce örgüt de onun yerine pazarlıkların sahadaki muhatabı Yahya Sinvar’ı seçti.
7 Ekim Aksa Tufanı’nın mimarı ve hareketin en sert adamının 50 kişilik Şura Meclisi’nde oy birliği ile Siyasi Büro Başkanlığı’na getirilmesi ne anlama geliyor? Hem suikasta yanıt hem de meydan okuma. Aynı zamanda Gazze’de direnişin çözülmediği, emir-komuta düzenini kaybetmediği ve direnmeye devam edebileceği konusundaki inancı teyit ediyor. Dolaylı olarak da Katar ve Türkiye gibi aktörler üzerinden Hamas’ı İsrail’i tanıyıp iki devletli çözüm çizgisine çekme, El Fetih gibi dönüştürme ve Yahudi devletinin çıkarlarına uyumlu hale getirme girişimlerini boşluğa salıyor.
***
Halef olarak Halid Meşal, Musa Ebu Merzuk, Halil el Hayya ve Ebu Ömer Hasan gibi isimler öne çıkmıştı.
Çatışmalar devam ederken ‘alanların birliği’ esprisine uygun olarak İran Devrim Muhafızları, Hizbullah, Ensarullah ve Irak İslami Direnişi eşgüdümü artırıp Gazze’deki direnişin çökmemesi için kartlarını oynarken Hamas’ın bu eksene mesafeli bir isimle yürümesi pek olası değildi. Daha spesifik olarak Türkiye ve Katar’ın ayartmasıyla 2012’de siyasi büroyu Şam’dan taşıyarak Direniş Ekseni ile ilişkileri bozan eski Büro Şefi Halid Meşal, Gazze’deki siyasi ve askeri kanadın tercih edeceği isim olmazdı. Meşal’den sonra İran, Suriye ve Hizbullah’la ilişkileri yeniden toparlamada Haniye’nin girişimleri önemliydi. İran siyasi büroyla ilişkileri askıya alsa da Sinvar’a “Tüm gücümüz ve imkanlarımız, Kudüs’ü savunma savaşında emrinizdedir” mesajını gönderdi.
Mesajı ileten Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ydi. Fakat Şam’la buzları eritmek uzun sürdü. Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad, Meşal’ın tavrını Müslüman Kardeşler’in 1970’lerden beri sergilediği ihanetin devamı olarak görüyordu. Nihayet Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın telkinleri etkili oldu, Esad gardını düşürdü ve Ekim 2022’de Halil el Hayya başkanlığında bir Hamas heyeti Şam’ı ziyaret etti. Hamas hakkındaki güvensizlik tamamen giderilebilmiş sayılmaz. Muhtemelen Esad’ın Aksa Tufanı sonrası ‘Direniş Ekseni’ ile ortak hareket konusunda temkinli davranmasının nedenlerinden biri bu. Diğer iki önemli neden; Suriye’nin cephe açacak mecali kalmadı ve Arap Birliği başta olmak üzere farklı taraflarla yakaladığı normalleşme sürecinin sekteye uğramasını istemiyor. Muhtemel ki İran’a angaje bir tutumun öteki hassasiyetlere zarar vereceği düşünülüyor.
Bu kritik dönemde Direniş Ekseni’ne yakın bir ismin siyasi büronun başına geçmesi yönünde bir beklenti oluşmuştu. Bu adayların başında da Hayya geliyordu. Siyasi temaslar için dışarda olan birinin seçilmesi de mantıklı olandı. Sinvar, Gazze’nin yeraltı tünellerinden direnişi idare ederken dışardaki temaslar ve müzakereler için iki nolu ismin önemi artacak.
***
İsrail’in “Nazi”, “Hitler”,........
© Gazete Duvar
visit website