menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dijital Tekno-Kuşak, Gençler, Siyasetten Beklentileri

7 1
30.10.2024

Gençlerle, yeni kuşaklarla eskilerin arasındaki çelişki klasik kuşak farklılığının ötesinde… Çağın getirdikleri karşısında farklı dil kullanan, beklentileri, araçları, yaşama bakışları, dinledikleri izledikleri değişen kuşaklar tarihin her döneminde mevcuttu. Her kuşak kendinden sonrakiler için kültürsüz, göreneksiz, saygısız, yetersiz ithamlarında bulunmuştur. Evrensel kaidelerin başında bu anlamda “gençler çok bozuldu” suçlaması gelir. Çünkü giyim tarzları değişmiştir, dinledikleri müzik “acaipleşmiş”, konuşmaları kısırlaşmış, beğeni ve zevkleri kitsch’leşmiştir. Gençler artık dünyayı, ülkeyi hatta kendilerini taşıyamayacak noktaya varmışlardır. Hep rivayet edilir, Sümer tabletlerinde gençliğin çok bozulduğunun yazılı olduğu… Hiçbir kuşak birbirini beğenmez, gençler yaşlıları yaşlılar da gençleri “anlamaz.” Anlama aslında olduğu gibi kabullenmedir. “Açık saçık” olmasa bile giyim tarzlarındaki tercihler nedeniyle saygısız, ahlaksız yaftası gençlere kolayca yapıştırılıverir.

Önceki kuşakların maruz kaldığı olumsuz ithamları onlar da günümüzün gençlerine sıralıyor. Her kuşak bir öncekinin düşüğü çünkü… Bölge, cinsiyet, kuşak, kültürel farklılık, kentli-taşralılık karşıtlığı dünyanın normalleri arasında halbuki. Bugünlerde özellikle 14 Mayıs ve 31 Mart seçimlerinde çokça dile getirilen “gençleri kazanma” söylemindeki gençler neyi istiyor, beklentileri nelerden oluşuyor… sahici, gerçekçi, sahih manada tam ele alınmıyor. Gençlerin siyasete bakışı ve beklentilerini hesaba katmak isteyenler meseleyi kestirmeden değerlendirerek yine kuşak çatışmasına, yine modern dijital enstrümanları kullanmaya getiriyorlar lafı. Bu derece kısır bakışa sadece iktidar ve muhafazakar-İslamcı kesim değil muhalefet ve laikler de sahip.

Son seçimlerde hem gençleri hem yaşlıları kaybeden iktidarın akıldaneleri, siyasetine yön verenleri “gençleri anlama”yı, kapalıların da açıkların da özgür giyime, modernliğe, oruç-namaz gibi dindarlık alametlerine, dini ritüellerden uzaklaşmaya, tekrarlanan ahlakiliğe, ibadetleri eskiler gibi eda etmemeye bağlarlar. Enikonu sadece hayat tarzı ve dijital dünyadır gençlerin ilgi alanları, hassasiyetleri. Onlara göre gençlerin sekülerliğini anlayıp olumlayıp destekleyerek oylarını kolayca elde edebilirlermiş. Genel Merkez yöneticisi İzmir adayı bu ön kabulle gerçekleştirdiği belediye başkanlığı kampanyasında Ramazan ayında bütün barları, birahaneleri, batakhaneleri, kafeleri gezmiş, anoson yüklemesini kendisininkiyle beraber tüm ülke kampanyasına yedirmiş böylece bir önceki adaydan daha az oy almayı başarabilmişti.

Sempati, hoşgörü, zararlı olmadığı gösterileri, içkiyi ve ahlaksızlığı meşrulaştırma ameliyesi kendi kitlesinden çok laiklerin tepkisine neden olmuştu. Bu ezberci, sınırlı bakışla iktidar ve muhafazakarlar gençleri anlayamamayı, yanlış anlamayı sürdürüyor. Gençlerin dijital ile ilişkisini ellerinde telefonlarıyla, tabletleriyle sosyal medyada fink atmak zanneden bu arkaik bakıştaki iktidar çevreleri ve muhafazakarlar üstelik kendilerini ultra modern sayarak “kendine elit”liklerini dayatmaya çalışıyor. Sahiden gençler, yeni kuşaklar neler yapıyor, neler istiyorlar, kaygılarının kökeninde ne var?

Kitabilik, İlkeler, Değerler

Genel genç talepleri, refleksleri, kültürlerinden önce belirtmek gerekir ki, dindar-muhafazakar-İslamcı yeni kuşaklar iktidar deneyimine karşın kitabi bir din anlayışına sahip.

Dinin emir ve yasaklarının “realiteye bakmaksızın”, “şartları öne sürmeden” uygulanmasından yanalar… Hassaten ayrıcalıklar, rüşvet, haksız kazanç, torpil, adalet gibi konuların siyasi farklılıkları ve öteki değişkenleri hesaba katmadan hakkınca uygulanmasını talep ediyorlar.

Haliyle kendisine emanet edilen bütçelere hıyanet edenlerin bırakın laik-seküler gençleri, dindar-muhafazakarları bile çekmesi mümkün değil. Çünkü gençlik darı ambarına düşen bu aç farelerin kendisinden ve tutumlarından rahatsız!

Öncelikle ilkesiz, ahlaksız, pragmatist, ümmetin kaynaklarını kendilerine çevirenlerin varlıklarının her tür parti ve devlet mekanizmasından uzaklaştırılmasını, arı-duru isimlerin ve zihniyetin yerleşmesini bekliyor gençler. Muhalif belediyelerde de gözlenen bu nepotizm, liyakatsizlik görüntülerine laik gençler de tepki gösteriyor. İktidar cenahının havuz medyasında muhalif tutumlar nedeniyle kendilerinin yaptığı gayrı meşru ve ahlak dışılıkları “bak onlar da yapıyor” havasıyla olumlamalardan sıtkı sıyrılan bir gençlik var çünkü.

İktidarın, İslamcıların 2028 ve sonrasında var kalabilmesinin, gençlerin yönelmesinin ön şartı bu tipolojinin ve anlayışın ortadan kaldırılması.

Gençler Ne Kadar Masum?

Gençlerin hayattan beklentileri neler, ne istiyorlar, ne umuyor ne buluyorlar?

Gezi olaylarında iyice belirginleşti ki gençler maaşlı burjuva olmanın kavgasında… Kamuda, bol maaşlı ama az işli ve sorumluluklu, kendilerini çok sıkmayan, herşeyi “eğlence” ile yapmayı isteyen bir gençlik var.

Sanıldığının aksine ana kaygıları, talepleri, iş ve aile kurma üzerine.

Yüksek standartlarını karşılayacak gelirleri olmadığı için her şeye geciken bir kuşakla karşı karşıyayız. 2000 öncesinin insanı ahlak, maneviyat, kapalılık nedeniyle “hayatlarını yaşayamadıkları”nı söylerlerdi. Evlenmeden flört, gezme tozma, tüketim nesnelerine erişim idi kasıtları… 2000 sonrası kuşaklar ise aile kuramadıkları, garantili iş sahibi olamadıkları için şikayetçi. Aradaki mahiyet farkı o derece yüksek ki… milenyum gençleri daha ontolojik mahrumiyetler yaşıyorlar. Kadınların evlilik için direttikleri şartlar, evlenmenin maliyeti ev kurma, hayata atılmayı da erteliyor.

Her ile açılan üniversiteler nedeniyle çok sayıdaki üniversiteli, ebeveynlerinde gördükleri gibi mezuniyetle hemen kamuya girebileceği zannıyla okuyup diplomayı aldıktan sonra büyük hayal kırıklığına uğruyor. Gerçekler ve yaşadıkları, önlerine sunulan imkanlar hayalleri kadar konforlu değil çünkü. Gençlerin siyasal alandaki tutumlarını büyük oranda kadim zamanlardan bu yana gelen ana ihtiyaçlar yönlendiriyor; iş-aş-eş… Kendilerine,........

© Ercan Yıldırım


Get it on Google Play