2025 Aile Yılı: Anayasa eşitliği görmezden geliyor mu?
2025 yılını "Aile Yılı" ilan eden iktidarın açıklamasında Anayasa’nın 41. maddesine değinirken “Aile toplumun temelidir” diye vurgulandı, ancak Anayasanın “eşler arası eşitliğe dayanır” kuralı yine görmezden gelindi.
Kadını birey olarak görmeyen, yalnızca anne, eş veya destekleyici olarak gören bu bakış açısı, bireyi ve bireyin topluma katkısını hiçe saymaktadır. Unutulmamalıdır ki, güçlü bir toplum ancak güçlü bireylerden oluşur.
Kadın erkek eşitliği, demokrasinin yerleşmesi ve sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşılması için vazgeçilmez bir kriterdir.
Kadının eğitim, iş yaşamı ve siyasi temsilde güçlendirilmesi, cinsiyet ayrımcılığını azaltacak ve toplumsal kalkınmaya katkı sağlayacaktır. Ancak "Aile Yılı" kapsamında sunulan politikalar, kadının bireysel haklarının tehdit unsuru olarak görüldüğünü açıkça ortaya koymaktadır.
Son yıllarda kadınların kazanımlarından geri adım girişimleri artmış; kamusal ve özel alanda, siyasi iktidar tarafından din ve kültür adına meşrulaştırılan cinsiyetçi uygulamalar endişe verici boyutlara ulaşmıştır.
Bu bakımdan, 14 Ocak 2016 tarihinde TBMM’de kurulan “Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar İle Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Meclis Araştırması Komisyonu” raporunda yer alan önerilerle adeta kadınların kazanılmış yasal haklarının nasıl geri alınacağının yol haritası çizilmiş olduğuna kamuoyunun dikkatini çekmek isterim. İktidarın “Aile Yılı” zihniyetinde gösterdiği amacın izleri bu raporda yazılmıştı.
Raporda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği politikaları yerine, genel olarak “aile temelli bakış açısıyla yapılmasına ihtiyaç duyulduğu” vurgulanan kamu reformuna........
© Bianet
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)