Balonlar: Kapadokya’da Güzel Ama Ekonomide Değiller
Evet, balonlardan bahsediyorum. Kapadokya’ya giderseniz, özellikle sabah saatlerinde gökyüzüne yükselen o ticari ve turistik balonları görürsünüz. Rengârenk, gerçekten büyüleyici bir manzaradır. Hatta bir çılgınlık yapıp binerseniz, unutulmaz bir deneyim yaşarsınız, tavsiye ederim. Ama son yıllarda balonlar yalnızca Kapadokya’da değil; ekonomide de karşımıza çıkıyor. Üstelik bu kez manzara değil, yüksek risk gösteriyor. Çünkü ne finans dünyasında şişen bu balonlar güzeller, ne de yükselen yeşil barlar peri bacası.
Son çeyrek asırda teknoloji firmaları, sermaye akışının mıknatısı haline geldi. Nasdaq endeksi ortalama 4,5–5 kat yükseliş kaydetti, bu da aşırı bir iyimserliğin işareti mi acaba dedirtiyor. Sermaye, bu çağda artık kolayca farklı coğrafyalara dökülüyor; dünyada ticaret ve direkt yabancı yatırımlar büyük ivme kazandı. Pekala, teknoloji sektörüne yatırım yapmak akıl karı mı, yoksa pandemi sonrası “balon olduğunu unuttuğumuz bir balon” mu? Bir yandan Goldman Sachs, bu dönemde teknoloji sektörünün arkasında sağlam temeller olduğunu savunuyor: büyük şirketler kârlı, nakit rezervli, sağlıklı fakat değerlemeler zirvede. Buna rağmen spekülasyon ve ICO/IPO coşkusu, dikkat edilmesi gereken bir boş heyecan yaratıyor. Bunlar nedir derseniz öncül satışlar veya halka arz hacimleri denebilir.
Son çeyrek asırda dünya ekonomisinde dot-com balonu, 2008 mortgage krizi, COVID-19 pandemisi, ticaret savaşları gibi birçok krizle yüzleştik. 2020 çöküşünün arkasında sistemi içinden çürütmüş balonlar olduğu da akademik araştırmalarda zaten ortaya kondu. Türkiye cephesindeyse döviz atakları, enflasyonun can yakıcılığı ve mantıksız büyüme derken kendi balonlarımızı yaşadık ve yaşıyoruz. Hükümet ülkeyi bazı yıllar neredeyse yüzde 10........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein