menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Harç ekonomisine geçiş: Torba yasayla hangi harçlar arttı?

19 1
latest

Diğer

24 Aralık 2025

Ülkemizde kamu gelirleri tartışılırken, ilk alan gelen vergi yükünün artıp-artmayacağıdır. Ancak yeni yürürlüğe giren 7566 sayılı kanundaki 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda yapılan değişiklikler, bu kez harçların kamu gelirleri içindeki rolünü yeniden tanımlıyor ve harcı kendi dar çerçevesinin dışına çıkarıyor.

Önce “harç” kavramını biraz açalım:

Kamusal finansman, bazı kamu mal ve hizmetleri için ödeme gücü dışında faydalanma ilkesine yaklaşır. Çünkü bir takım kamu hizmetleri kısmen bölünebilir ve özel faydalar ortaya çıkarır ve bu kamu hizmetlerinden faydalananların bu faydalara karşılık ödedikleri bedellere de “harç” denir.

Kamu gelirlerinden biri olan harç, kamu hizmeti sunulurken bu hizmetten bireysel olarak faydalanmaya dayandığından örnekler her zaman yargı, trafik, tapu, pasaport gibi harçlar üzerinden verilir. Aslında bu hizmetler toplumun tüm üyelerine sunulmalarına rağmen sadece talep edenler ve bedelini (harç) ödeyenler faydalanmış olur.

Kamu gelirleri arasında popüler olan vergidir ve harç ile bazen birbirine karıştırılır. Ama özellikleri farklı olduğu için karıştırılmaması gerekir.

Vergi, ödeme gücüne göre alınırken harç vergiden farklı olarak faydalanma ilkesine göre alınır. Vergi, birebir karşılığı (hizmet-maliyet) olmayan ödemeler iken, harçta vergiden farklı olarak bir karşılık vardır. Ancak harçta karşılık esası olsa bile, bazen harç ve hizmetin maliyeti bağı tamamen kopuk da olabilir. Bu durumda hizmetin maliyeti ve sunduğu fayda arasında bir ilişki yoktur. Ayrıca sunulan hizmetin maliyeti de çoğu zaman harçlarla finanse edilmez.

Vergi ile harcı birbirinden ayıran bir unsur da, verginin zorunlu karakteri yanında harcın zorunlu gibi durmamasıdır. Yani harcı gönüllü olarak ödemek istemeyenlerin o kamu hizmetinden yararlanmaktan vazgeçmeleri gerekir. Dolayısıyla bölünebilir faydaları olan böyle kamu mal ve hizmetlerinden yararlanmak isteyenler, harç ödemedikleri takdirde bu mal ve hizmetlerden faydalanamazlar. Tersi durumda da kamu hizmetinden yararlanmak isteyenler harcı ödemek zorundadır.

Harçların yasal zemini…

Ülkemizde harçlar, 2 Temmuz 1964 tarihli 492 sayılı Harçlar Kanunu ile düzenlenmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun konusuna yargı, noter, vergi yargısı, tapu ve kadastro, konsolosluk, pasaport harçları, ikamet tezkeresi, vize ve dışişleri bakanlığı tasdik harçları, gemi ve liman harçları, imtiyazname, ruhsatname, diploma harçları ve trafik harçları girer.

Diğer taraftan 26 Mayıs 1981 tarihli 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda belediyelerin tahsil edeceği harçlar sayılmıştır. Bunlar; işgal, tatil günlerinde çalışma ruhsatı, kaynak suları, tellallık, hayvan kesimi muayene ve denetleme, ölçü ve tartı aletleri muayene, bina inşaat, kayıt ve suret, iş yeri açma izin, muayene, ruhsat ve rapor, sağlık belgesi harcı ve imar ile ilgili harçlardır.

7566 sayılı kanun ile harçlar hemen hemen “vergileşmiş” gibi…

Geçtiğimiz hafta 19 Aralık 2025 tarih ve 33112 sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7566 sayılı “Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 5 ila 9. maddeleri arasında harçlar, klasik tanımının dışında kalıcı, yaygın, bölgeye göre değişen ve yıllık bir tahsilat aracına dönüştürülüyor.

Yüksek ve kalıcı bir maliyet artışına yol açacak düzenlemeler içeren 7566 sayılı kanundaki söz konusu maddeleri inceleyelim şimdi:

Böylelikle harç muafiyetleri daraltılmış ve kurum kapsamı genişletilmiş oldu. Yatırım İzleme ve Koordinasyon........

© T24