Mazlum Vesek yazdı: Gerçekçi edebiyatın gücü, “El Kızı”nın dönüşü
Yılı henüz tamamlamadık ama son çeyrek devresindeyken bile şunu söyleyebiliriz. 2025 yılının en önemli edebiyat olaylarından biri Orhan Kemal’in “El Kızı” romanının okuyucudan gördüğü ilgi oldu. 1960 yılında ilk defa AK Yayınları tarafından basılan roman evvela “Fırtınalı Gece” adıyla tefrika edilir. Günümüzde Everest Yayınları tarafından basılan eserin bu ismine de vurgu yapılır.
Takvim yaprakları 2024 yılını geride bırakırken “El Kızı” 33 baskı yapmıştır. 2025 yılının ilk ayında 49’uncu baskıya ulaşır. Temmuz sonunda 58’inci baskıya ulaşan romanın 7 Ekim itibariyle okuyucuya ulaşan baskısı 70’i bulmuştu. Aileden aldığım bilgiye göre 75’inci baskı yolda. İzmir’de ve Ankara’da görüştüğüm kitapçılar “El Kızı”nın bu yıl kendileri için “doğal sipariş” gibi dağıtımcılar tarafından doğrudan getirildiğini söylüyor. Kitap fuarlarında ve farklı kültürel buluşmalarda “El Kızı” ilk sorulanlar arasında. Orhan Kemal’in oğlu araştırmacı-yazar Işık Öğütçü, “El Kızı” okuma gruplarına konuk olarak katılıyor.
Peki 64 yılda 33 baskı yapan “El Kızı” ne oldu da 10 aylık bir sürede bu 64 yılın baskı sayısını geride bıraktı? Okuyucuyu neden “El Kızı”na yöneldi? Bu durumu besleyen tali unsurlar var; ancak asli sebep gerçekçi edebiyatın zamana karşı direnme gücüyle ve toplumun sahici eserle buluşma isteğiyle ilgilidir. Bu konuyu farklı örneklerle konuşmakta fayda var.
Orhan Kemal, 2’inci Dünya Savaşı’nın her şeyin üstünde belirleyici olduğu yıllarda dergilerde imzası görülen bir yazardır. Bu dönemin önemli bir kısmını cezaevinde geçirir. 1940’ların “acılı kuşağı” içinde adı pek geçmese de aslında o koşulların yazarlığının çizgisini etkilediği ve kimi eserlerini de belirlediği bir dönemdir. Bu dönemde adı daha ön planda olan Rıfat Ilgaz, Enver Gökçe, Arif Damar gibi isimler paylarına düşen işkenceye, baskıya, yok etme operasyonlarına rağmen geleceğe kaldılar.
Bu kuşağın kurban vermesi 1948’de Sabahattin Ali’nin öldürülmesiyle olur. Ali, şairliğin, romancılığın ve öykücülüğün yanı sıra gazetecilikte de ön plandadır. Ancak, Ali’nin Türkiye’nin faili meçhul cinayetler silsilesini başlatmakla birlikte çok derin kültürel kayıpların da ilk ve etkili olanıydı. Bir kere “Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı” henüz adı konulmayacak kadar genç bir dönemdeyken çok yönlü bir kaleminin ortadan kaldırılmasıyla büyük yara alır. Ve aslında Türk edebiyatının en büyük şanssızlıklarından biri olarak bu cinayetin görülmesi gerekir. Egemenler,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein