menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barışın en çetin sınavı: Dünyadan entegrasyon örnekleri

9 1
15.09.2025

Barış süreçlerinde ilk adım çoğu zaman ateşkestir. Silahların susması, şiddetin durması, toplum için büyük bir nefes alma anıdır. Fakat çatışma sonrası dönemin en zorlu sorusu hemen ardından gelir: Yıllarca silahlı çatışma içinde hayatını sürdürmüş binlerce insan nereye, nasıl dönecek?

“Dağdan inmek” ya da “silah bırakmak” sadece askeri bir eylem değildir. Bu süreç, ekonomik güvenceden siyasal temsil hakkına, toplumsal kabulden mağdurların adalet beklentilerine kadar birçok boyut taşır. İşte bu yüzden geçiş dönemi adaletinin en hassas ayağı, silahlı örgüt üyelerinin topluma entegrasyonudur. Dünyada bu süreç “DDR” (Disarmament, Demobilization, Reintegration – Silahsızlanma, Terhis ve Yeniden Entegrasyon) olarak bilinir.

1994’te apartheid sona erdiğinde, ANC’nin silahlı kanadı Umkhonto we Sizwe (Ulusun Mızrağı) mensupları ile eski rejimin ordusu aynı çatı altına alındı. Bu, tarihin en riskli birleşmelerinden biriydi.

Tüm savaşçılar, Güney Afrika Ulusal Savunma Kuvvetleri’ne entegre edildi. Binlerce eski gerilla, ordu ve polis saflarına katıldı. Bir kısmı siyasete geçti; örneğin eski gerilla komutanı Jacob Zuma, ileride devlet başkanlığına kadar yükseldi.

Bir ANC üyesi bu süreci şöyle anlatıyor: “Yıllarca düşman gördüğüm bir beyaz askerle aynı üniformayı giydim. Başta kabullenmek çok zordu ama barışın bedeli buydu.”

Güney Afrika deneyimi, siyasi irade güçlü olduğunda, “güvenlik kurumlarında radikal dönüşüm mümkün olabilir” tezi için önemli bir pratik örnek.

1992’de El Salvador’da 12 yıl süren iç savaş sona erdi. FMLN gerillaları, silah bırakıp yasal bir partiye dönüştü ve demokratik siyasete katıldı.

8 binden fazla savaşçıya arazi dağıtıldı, bazılarına kredi desteği verildi. FMLN kısa sürede ülkenin en güçlü partilerinden biri oldu ve başkanlık kazandı.
Ancak ekonomik sözler tutulmadı. Birçok eski savaşçı işsiz kaldı, bazıları marjinalleşti.

Latin Amerika uzmanı Elisabeth Wood, bu deneyimi şöyle özetliyor: “Barış masası güçlüydü ama barış ekonomisi zayıftı.”

Nepal’de 1996–2006 arasında süren Maoist isyan, 13 binden fazla kişinin ölümüne yol açtı. Barış anlaşmasıyla birlikte Maoistler siyasete girdi. Bu bir karma entegrasyon örneğiydi.

Binlerce Maoist savaşçıya orduya katılma hakkı tanındı, bir kısmı ise sivil hayata döndü. Maoistler kısa sürede mecliste en büyük parti haline geldi.

Eski bir Maoist savaşçı bu süreci şöyle tanımlıyor: “Yıllarca devrimi silahla hayal ettik. Şimdi oy pusulası elimizde yeni silahımız oldu.”

Ancak entegrasyon sınırlı kaldı, köylerine dönenler yoksullukla mücadele etmek zorunda kaldı.

Sierra Leone iç savaşı, çocuk savaşçıların yoğun........

© İlke TV