menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suriye’nin kapısını İmralı’dan açmak

17 0
19.11.2025

Türkiye, 1 Mart 2003’teki hata(!)yı bir daha tekrar etmek istemiyor. Dünya egemenleri, Mart 2003’te Irak devletinin dağıtılmasına karar vermişti. Topyekûn saldırının arifesinde, Türkiye’nin Irak’a yapılması düşünülen kara harekatına katılıp katılmayacağı TBMM’de oylanacaktı. Günlerdir süren halkın yoğun protestoları altında Meclis’te oylama yapılmış, Erdoğan’a rağmen, ABD-İngiltere öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Türkiye üzerinden Irak’a kara harekatına izin çıkmamıştı. Oylama günlerinde, halkın ve vekillerin iknası için en çok ileri sürülen gerekçe, eğer bu işgale katılmazsak Irak’ta Kürt devletinin kurulacağıydı. Bir devlet yeniden dizayn edilecekti ve ancak o süreçte müdahil olunursa istenmeyen oluşumlara engel olunabilirdi. Daha sonra kara harekatı güneyden, Basra üzerinden başlatılmış, Türkiye’nin de ABD üslerini ve hava sahasını kullandırmasıyla Saddam devrilmişti. Saddam’ın devrilmesi sonrası Irak anayasası yazılırken, Kürtlerin federasyon talebine şiddetle karşı çıkan iktidara en büyük eleştiri, 1 Mart’ta “evet” için çalışan çevrelerden gelmişti: Türkiye, 2003 Mart’ında Koalisyon güçleriyle beraber Irak’ın kuzeyinde kara ordularıyla işgale ortak olsaydı, federal yapı oluşmayacaktı.

1 Mart 2003’ten 21 küsur yıl sonra, benzer bir durum Suriye’de ortaya çıktı. Nasıl ki Irak Kürtleri, başkentlerinden bağımsız, 13 yıldır kendi düzenlerini kurmuşlarsa, aynı şekilde Suriye Kürtleri de 13 yıldır, Arap Baharı’nın imkanlarını kullanarak kendi göbeklerini kesmişlerdi. Gazze savaşının sonucu olarak Suriye’nin çökertileceği gören gözlere ayan olmuş ve yıkılacağı kesinleşmiş bir devletin yeniden şekillenmesinde bu sefer Irak’ta olduğu gibi bir hata yapılmak istenmiyordu. Bir farkla, o da, 2003’te Irak’a ordu sevk etme fırsatı vardı ama 2024 koşullarında Suriye’ye bunu yapmak imkansızdı. O yüzden, askeri olarak yapılamayanı siyasi süreçlere müdahaleyle yapma imkanı kullanılmalıydı.

Nitekim, beklenildiği gibi, 2024 Aralık’ında Suriye’de Baas iktidarı düştü, devlet dağılma noktasına geldi. Bir taraftan İsrail, 67 savaşında tamamlayamadığı Golan işgalini tamamlayıp güneyde Dürziler üzerinde vesayet uygularken diğer taraftan da Suriye’nin tüm askeri kapasitesini felç edip Türkiye’nin yerleşmek istediği üsleri imha etti. Askeri güç kullanmada eli İsrail kadar serbest olmayan Türkiye ise 1923 model üniter devlet teklifi ve vatandaşlık tanımıyla Suriye’nin yeniden dizaynında rol almak istedi.

Oysa Kürtler, yanlarına Arapları da almak suretiyle ağır bedeller........

© İlke TV