Bankacılara öğütler: 162 yıl geçse de temel prensipler değişmiyor!
Bankalara duyulan güvenin, modern bir ekonominin temel yapı taşlarından birisi olduğunu söyleyebiliriz.
Bankacılık sektörüyle ilgili en klişe sözlerden bir tanesi, bankaların güven kurumu olduklarıdır. Hastaneler ve doktorlara canımızı ve sağlığımızı emanet ettiğimiz gibi, bankalar ve bankacılara da paramızı emanet ediyoruz. Haklı olarak da canımızı, malımızı ve paramızı emanet ettiğimiz kurum ve kişilere güvenmek istiyoruz. Bankalara güvenilmemesi durumunda, tasarrufların bankacılık sistemi dışında kalması ve böylece milli ekonomiye katkı sağlayamaması söz konusu olabilir. Bu nedenle, hem bireysel hem de toplumsal boyutta baktığımızda, bankalara duyulan güvenin, modern bir ekonominin temel yapı taşlarından birisi olduğunu söyleyebiliriz.
Bankacılık aslında bugünkü haliyle çok da uzun bir geçmişe sahip değil. Amerika Birleşik Devletleri’nde bankaların sağlıklı bir şekilde işlemesi, bankacılık sektörünün düzenlenmesi konularında ilk adımlar 1860’lı yıllarda atılıyor. 1863 yılında, dönemin Hazine Bakanı Hugh McCulloch, Amerika’daki bütün bankalara bir mektup göndererek, bankaların sağlıklı işlemesi ve bankalara güvenin artması için, bankacıların yapması gerekenlerle ilgili öğütler vermiş. McCulloch’un öğütleri, aradan geçen 162 yıla rağmen geçerliliğini koruyor. Gelin birlikte bakalım neymiş bu öğütler:
- Makul bir koşulun ötesinde, teminat altına alınmamış hiçbir kredi vermeyin. Spekülasyonu teşvik edecek ve özendirecek hiçbir şey yapmayın. Meşru ve ihtiyatlı işlemlere olanak........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein