Edep ve Haya - 2
Hayâ, sadece bir ahlâk süsü değil; kalbi kötülükten koruyan, hakikati tanıtan bir sırdır. İnsanın iç dünyasını murakabe altında tutan, nefsi frenleyen, imanın nuru olan bu fazilet kaybolduğunda yalnızca edep değil, idrak de dumura uğrar. Çünkü hayâ giderse hakikat görünmez olur.
Efendimiz (asm), “Utanmadıktan sonra dilediğini yap” buyurarak hayânın kalkmasıyla çirkinliğin meşrulaşacağını bildirmiştir. Ne acıdır ki bugün bu söz modern hayatın sloganı olmuş.
Hayâsızlık yalnız çıplaklık değildir. Kalbin örtüsünü yırtmak, gözün utanmasını kaldırmak, duyguların teşhiri de hayâsızlıktır. Risale-i Nur bu tehlikeyi şöyle dile getirir: “Bu zamanda zındıka dalaleti, İslâmiyete karşı muharebesinde, nefs-i emmarenin plânıyla, Şeytan kumandasına verilen fırkalardan en dehşetlisi; yarım çıplak hanımlardır.”
Bu fitne bedeni değil, kalbi ve ruhu da ifsad eder. Gözle başlar, kalbe iner, aklı perdeleyip imanı yaralar. Kirli bir göz, berrak hakikati göremez. Çünkü göz harama alıştıkça, kalp katılaşır; kalp karardıkça hakikat anlaşılmaz.
Zira göz, kalbe açılan penceredir; neyle bakarsa,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel