Tıp Artık Fenomen Olmak İstemiyor
Son yıllarda sosyal medyada estetik kliniklerine benzeyen sayfalar görmeye hepimiz alıştık. Öncesi-sonrası mucizeleri, teşekkür mesajları, doktorum ellerine sağlık yorumlarıyla süslenmiş paylaşımlar, bir yandan insanlara umut, diğer yandan bazen meslek onuruna gölge düşüren bir rekabet doğurdu. Ve nihayet, Resmi Gazete’de yayımlanan yeni yönetmelik, bu tabloya bir “dur!” dedi. Artık doktorlar ameliyat anlarını paylaşamayacak, hasta memnuniyeti videoları yayınlayamayacak, kendi hizmetini öne çıkaran içerikler hazırlayamayacak. Üstelik hastanın açık rızası olmadan bir görüntü paylaşmak da yasak. Kurallara uymayanlara yaptırım kapısı da aralanıyor. Peki sayın okurlar sizce bu bir sansür mü, yoksa etik bir gereklilik mi? Gelin, bu meseleyi biraz hukukun ve biraz da vicdanın terazisine koyarak tartışalım.Tıp mesleği, tarih boyunca mahremiyet kavramının üzerine inşa edilmiştir. Hipokrat yemininden beri doktorun en kutsal görevi, hastasının sırrını saklamaktır. Ancak dijital çağ, bu sırrın sınırlarını biraz bulanıklaştırdı. Artık her telefon bir kamera, her ameliyathane bir sahne olma potansiyeli taşıyor. Elbette ki, doktorlar da çağın insanı. Onlar da emeklerinin görünmesini, başarılarının paylaşılmasını istiyor. Sosyal medya, doğru kullanıldığında topluma sağlık bilinci aşılamak için müthiş bir araç olabilir. Bir dermatoloğun cilt kanseri belirtilerini anlatması, bir kardiyoloğun sağlıklı yaşam önerileri vermesi kamusal fayda sağlar. Ancak aynı mecra, tıbbın reklam alanına dönüşürse, işte orada hem etik hem de hukuki sınırlar aşılır. Yönetmelik bu noktada tam olarak dengeyi koruma iddiasında. Reklam yapma yasağını,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden