menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İlim ve bilim şehri Harran

21 0
previous day

Artık Şanlıurfa ziyaretimizin sonu yaklaşıyor. Fakat Harran’ı göremeden dönersek bu ziyaret eksik kalır. Yoldaşım, gönüldaşım Temel Emiroğlu ile anlaşıp, kadîm Harran’a gitmeyi kafaya koyuyoruz. Fakat nasıl?.. Konakladığımız ve 3 gün boyunca bizleri memnun etmek için elinden gelen imkânları seferber eden Janset Hotel’in sahibi Mustafa Tumbul yöresel lezzetlerin yoğun olduğu mükellef bir kahvaltıdan sonra sabahın erken saatlerinde bizi İlçe Otogarları’na bırakıyor.

Ver elini Harran!.. Ucu bucağı olmayan Harran Ovası’ndan geçerek kadîm beldeye varıyoruz. Hava ayaz mı ayaz; yüzümüze vuran rüzgâr, dün 25 derecede terlediğimiz havayı aratıyor. Hem de nasıl, amma velâkin Harran gezilecek; değil ayaz, kar bile yağsa.

ŞEHİR SURLARI HÂLÂ GEÇMİŞİN İZİNİ TAŞIYOR

Vakit, kadîm belde Harran’ı derinlemesine keşfetme vakti... Şanlıurfa merkeze yaklaşık 46 kilometre mesafede olan ve arkeolojik araştırmalarda M.Ö. 7000 yılına ait bulgular elde edilen Harran ayrı bir öneme sahip.

Harran şehri, üç semavî dinin de (Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık) kabul ettiği Hz. İbrahim’in (a.s.) ata yurdu olan Harran, tarihî süreç içerisinde Mezopotamya’nın ve Ön Asya’nın en önemli Sîn Tapınağı Elhulhul (“Mutluluk Veren Ev” anlamına gelen Ay tanrısı Sîn’in Harran’daki tapınağı) ile Babillere, Asurlulara ve Emevilere başkentlik etmiş.

Bu uygarlık ve medeniyetlerden miras kalan höyük, okul (dünyanın ilk İslâm üniversitesi Harran Üniversitesi burada kurulmuş), cami, konik kümbet evler, 3 katlı kale ve şehri çevreleyen içinde burçları ve gözetleme kuleleri olan yaklaşık 4 kilometrelik şehir suru hâlâ geçmişten günümüze ulaklık yapmaya devam ediyor.

BÜTÜN YOLLAR HARRAN HÖYÜĞÜ’NE ÇIKIYOR

Bir zamanlar 20 bin kişinin yaşadığı Harran Kalesi’nin devasa kapısından içeri girip, “T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Harran Ören Yeri Kazı ve Restorasyon Çalışmaları Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu-Türk Tarih Kurumu tarafından desteklenmektedir.” tabelasının görünce çocuklar gibi seviniyoruz.

Yavaş yavaş tırmandığımız zirvesinde Türk bayağı dalgalanan Harran Höyüğü; ticaret, inanç ve bilimin şehri Harran Antik Kent merkezinde ovadan yaklaşık 35 metre yüksekte bulunuyor. Şehir surundaki Aslan Kapı haricindeki diğer bütün şehir kapılarının yollarının birleştiği yer olma özelliğini taşıyor.

Yapılan kazı çalışmalarında Tunç Çağı seramik parçaları ve figürinler bulunması sebebiyle höyüğün yaklaşık 1 kilometrekare genişliğinde olduğu tespit edilmiş. Höyükte gün yüzüne çıkartılan buluntular, Samarra-Halaf (M.Ö. 6 bin) dönemlerinden, Moğollar tarafından yıkılmasına (M.S. 1272) kadar Harran’ın önemli bir yerleşim alanı olduğu tescillenmiş. Höyüğün en üst yerleşim katlarında Zengiler ve Eyyübiler dönemlerine ait ev ve sokak kalıntılarına rastlanmış. Bu konutlardan bazılarının duvarında, Ay Tanrısı Sîn Tapınağı’nın yaptırıldığından bahseden Yeni Babil dönemine ait devşirme çivi yazılı tuğlalar bulunmuş.

ULU CAMİİ CİVARINDA İN CİN TOP OYNUYOR!...

Höyükten yavaş yavaş aşağı doğru inerken, bizleri kalıntılarıyla bile büyüleyen ve bir medeniyetin inşa ve ihyasında büyük rol oynayan Harran Üniversitesi’ni gıpta ile seyreyliyoruz. Özgürlüğümüzün simgesi bayrağın gölgesinden geçip, hasret ve özlemle görmek istediğimiz ilim ve bilim merkezi Harran Ulu Camii’ne yöneliyoruz. Geçmişin hayalini dalıp, burayı inşa ve ihya edenlere dualar gönderip, tefekkür etmenin heyecanını yaşıyoruz.

Devasa kalenin tam merkezinde bulunan ve çevresi âdeta bir tufanda yerle yeksân olmuş izlenimi veren Harran Ulu Camii’nin kuzey duvarına bitişik 34-49 metre yüksekliğinde kare kesit minaresinin içinde 105 basamaklı ahşap merdiven bulunuyor. Emeviler Dönemi’ne tarihlenen minare, 2021 ve 2023 yıllarında gördüğü onarımla ziyaretçilerine geçmişten güzellikler sunuyor.

Harran Ulu Camii’nin doğusunda yapılan kazılar sonucu miskçi, depolar, maksem, kuyu, umumi helalar, şadırvanlı havlu, hamam, doğu çarşısı, tonozlu yol ve dükkanların yer aldığı bölümler açığa çıkarılmış. Devasa kapıdan içeriye girdiğinizde minare, şadırvan, Beyt-ül Mal Hazine Dairesi, harim (ibadet alanı) ve revaklı avlu misafirlerini buyur ediyor. Revaklı Avlu’nun merkezinde şadırvan, kuzeyinde minare, güneyinde harime (ibadet alanı) açılan 19 kapısı bulunuyor. Bu yönüyle Ulu Camii, Anadolu’nun en büyük revaklı avlu ve şadırvanlı ibadethanesi olma özelliğini taşıyor.

TARİHÎ HARRAN EVLERİ TURİZMİN HİZMETİNDE

Göbeklitepe’ye gösterilen ilgiden yoksun olan medeniyetimizden miras kalan öz varlığımız Harran Ulu Camii ve Üniversitesi virâne bir hâlde. Çevresini başıboş köpekler mesken tutmuş, ne gelen var ne giden... İn cin top oynuyor!.. Medeniyetimizin şâhaseri ve dünyada kurulmuş ilk İslâm üniversitesi olma özelliğini içinde barındıran Harran Üniversitesi’nden içimiz acıya acıya Harran Kalesi’ne doğru ilerliyoruz. Altı uygarlık ve medeniyetlerin mirasıyla dolu tozlu alandan yürüyerek deve ve kadîm Harran evlerinin sergilendiği “Tarihi Harran Evi”ne varıyoruz. Biraz nefeslendikten sonra yanımıza yaklaşan küçük Nihat’ın mihmandarlığında kaleye doğru ilerliyoruz.

İşte kadîm şehrin kadîm yapılarından birisi daha önümüzde. Harran Kalesi eski ihtişamından çok uzak bir şekilde tekrar ayağa kaldırılacağı günü bekliyor. Şehrin güneydoğusunda surlara bitişik olarak Emevi Halifesi 2. Mervan’ın 10 milyon dirhem altın harcayarak yaptırdığı saray, Harran Kalesi’nin ana yapısını oluşturduğu tahmin ediliyor. 90x130 metre ebatlarındaki 3 katlı kale restorasyon sebebiyle ziyaret edilemezken, çevresinde keçiler otlatılıyor.

Mihmandarımız bizi Harran evlerinin tanıtıldığı bir “Kültür Evi”ne götürüyor. (Bitişik bindirme yöntemi ile yapılmış kubbeli Harran Evleri, komşuların akraba olmasından dolayı yan yana inşa edilmiş. Evin odaları içeriden birbirine bağlanmakla birlikte İslâm inancına sâdık kalınarak selâmlık ve haremlik olarak iki kısımdan oluşturulmuş. Yazları serin, kışları sıcak olan bu evlerin çoğunda yaşanmasa da, bölge halkına “Kültür Evi” olarak geçim kaynaklığı yapıyor.) Hem de bir zamanlar 73 aile ferdinin birarada yaşadığı eve. “Hoş geldiniz”le birlikte bir muhabbet başlıyor ki, sormayın. Kadîm şehrin tarihsel gelişiminden tutun da, feodal yapıya; zengin toprakların paylaşımındaki adaletsizlikten tutun da, kültürel mirasa yeterince sahip çıkılmamasına kadar birçok konu “bir dokun, bin ah işit” kabilinden anlatıldıkça biz de onların derdine ortak oluyoruz. Muhabbeti yumuşatmak için rahmetli Kemal Sunal’ın Kibar Feyzo filminde sarf ettiği “Ben de Harranlıyam” repliğini hatırlatınca kahkahaya boğuluyoruz. Acı, fakat gerçek; ağlanacak hâlimize gülüyoruz.

Tarih ve medeniyet şehri Harran’ın Büyük bir İslâm alimi ve mutasavvıfı Şeyh Hayât b. Kays el-Harrânî Hazretleri Türbesi ve 12 İmamdan beşincisi olan Ebu Ca’fer İmam Muhammed Bakır’a atfedilen İmam Bakır Hazretleri Türbesi tarih ve medeniyet şehri Harran’ın merkezinde konumlanmışken, Bazda Mağaraları 20 kilometre, Han-El Ba’rur 27 kilometre, Şuayip Şehri 37 kilometre, Soğmatar 53 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Buralarda yaşayanlar Göbeklitepe’ye gösterilen ilginin biraz da Harran’a gösterilmesini istiyor.

UYGARLIĞININ AVRUPA’DA GELİŞMESİNE KATKI SAĞLANMIŞ

Harran şehri, bağrında taşıdığı kültür varlıklarının yanı sıra tarihte üstlendiği misyonu ile din, kültür, sanat, edebiyat, felsefe, astroloji gibi alanlarda önemli bir........

© Milat