menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tarihin Tekerrür Etmemesi İçin Alınması Gereken Ders ve İbretler-2

16 1
08.07.2025

Bir evvelki yazımızda kaldığımız yerden devam ediyoruz:

Makale: Tarihin Tekerrür Etmemesi İçin Alınması Gereken Ders ve İbretler

İçeriği Görüntüle

Buraya kadar Kuran-ı Kerim’in ehl-i kitap konusunda Müslümanları nasıl uyardığını, ehl-i kitabın kalbinde küfürden kaynaklı kibir ve haset bulunduğunu, bu iki sıfatın kin ve düşmanlığa, bu kin ve düşmanlığın da haçlı zihniyetine vücut verdiğini; bütün bunların neticesinin de asırlar boyu sonu gelmeyen savaşlar olduğunu anlatmıştık.

Ehl-i kitabı dost edinmeyi yasaklayan ayete (Maide: 51) özellikle dikkat çekmiş, Osmanlının çöküşündeki ana sebebin, bu ayet başta olmak üzere, ehl-i kitapla ilgili ihtar ve ikazlara dikkat etmemek olduğunun altını çizmiştik. Ve Osmanlıyı duraklama, gerileme ve yıkılışa götüren uygulamalara bazı acı misaller vermiştik.

Bu yazımızda Osmanlının çöküşüyle eşzamanlı olarak Filistin’in başına gelenlere ve bundan ders alınmaması neticesinde, günümüzde İslam ülkesi denen ülkelerin İsrail’le yapmakta olduğu normalleşme anlaşmalarına değineceğiz.

1- Filistin’in Başına Gelenler

Okuyucularımız bilirler: Ehl-i kitabı söz konusu ettiğimiz bütün yazılarımızda, onların İslam söz konusu olduğunda “Küfür tek bir millettir” prensibinin tezahürü olarak, İslam ve Müslümanlar aleyhine birleşerek çalıştıklarını söylüyoruz. İşte Filistin olaylarında da bu gerçeği gayet net görüyoruz.

Filistin sorunu ve bugün Gazze ve Batı Şeria ile facia haline dönüşen olaylar, 1. Cihan Harbi sonrası Osmanlının çöküşü sürecinde başladı ve bugün hala devam ediyor.

Meselenin detaylarını tarihçilere bırakarak, bizi alâkadar eden boyutuyla konuya genel bir zaviyeden baktığımızda şunu görürüz:

Filistin’de vuku bulan tüm menfi hadiseler, ehl-i kitabın Osmanlının zayıflığından istifade ile bir araya gelip ona karşı kurduğu menfur planlar neticesi yaşanmıştır.

Süreçle ilgili birkaç gelişmeyi sıralayalım:

Osmanlının Filistin cephesinde İngilizlere yenik düşmesi sonucu, ne acıdır ki Filistin, İngiliz mandası oldu.

İngiliz hükümeti 1917’de, 1. Dünya Savaşı sırasında, Filistin’de “Yahudi halkı için ulusal bir yurt” kurulması yönünde desteğini ilan ettiği bir kamu bildirisi yayınladı. Balfour Deklarasyonu diye anılan bu bildiri ile Filistin’de kurulacak İsrail devletinin bir nevi temeli atılmış oldu.

Balfour Bildirisi İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour’un, İngiliz Yahudi cemaati liderlerinden Lord Rothschild’e, Büyük Britanya ve İrlanda Siyonist Federasyonuna iletilmek üzere, 2 Kasım 1917 tarihli bir mektubunda yer alıyordu.

Bildirinin metni 9 Kasım 1917’de basında yayınlandı. Mektupta şöyle deniyordu:

“Majestelerinin Hükümeti, Filistin’de Yahudiler için bir milli yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır. Filistin’deki mevcut Yahudi olmayan toplumların sivil ve dinî haklarına ve başka ülkelerde yaşayan Yahudilerin sahip oldukları haklara ve........

© İstiklal