İstanbul'un göbeği, Bahçelievler'de, her gün ekmek parası kazanılan bir pazar yerinde yaşananlar, bir kez daha canımızı sıktı, midemizi bulandırdı. Sosyal medyaya düşen o video yok mu? Hepimizin her gün karşılaştığı, aslında göz göre göre yapılan ama ispatı zor olan bir hırsızlığın, bir yüzsüzlüğün belgesi.

Ne yapıyor bizim kurnaz pazarcı? Müşteri tezgâhta en taze, en diri salatalıkları bir bir seçiyor, ayırıyor. Tamam diyor, şimdi tartacak. Ama o an ne oluyor? Eli çabuk pazarcı, müşterinin seçtiği o güzelim salatalıkları kenara itiyor. Tartıya ne koyuyor? Çürüğe dönmeye yüz tutmuş, sararmış, yumuşamış, kimsenin seçmediği, dipteki malları. O parayı alıyor, sanki dünyanın en dürüst işini yapmış gibi müşteriyi yolcu ediyor.

Şimdi gelelim bu işin faslına: Bu olay basit bir dolandırıcılık mıdır? Hayır efendim, bu düpedüz ahlaksızlığın, kul hakkı yemenin en çıplak hali.

Böyle bir adamın elinde terazi olabilir, ama vicdanı kördür. Bu, sadece bir salatalık meselesi değil. Bu, helal-haram hassasiyetinin tamamen kaybolmasıdır. Sen, müşterinin........

© İstiklal