Mavinin binbir tonu: Şafşavan
Fas gezimde beni en çok içine çeken duraklardan biri hiç şüphesiz Şafşavan oldu. Rif Dağları’nın eteklerine kurulmuş bu küçük şehir, daha ilk adımda insanın kalbine dokunan bir dinginliğe sahip. Her şey yavaş, her şey mavi, her şey biraz daha içe dönük.
Şafşavan denince akla gelen ilk şey elbette mavinin tonları. Ama bu öyle tek düze bir mavi değil; sabah güneşiyle birlikte açık gök mavisine çalan duvarlar, öğleden sonra laciverte yaklaşan gölgeler, akşamüstü ise gri-mavi bir melankoli… Kapılar, merdivenler, pencereler, saksılar; hatta kediler bile bu renkle uyum içinde. Rivayete göre bu mavi, Endülüs’ten sürgün edilen Yahudilerin gökyüzünü ve Tanrı’yı simgeleyen geleneğinden geliyor. Bir başka anlatıya göre ise sivrisinekleri uzak tutmak için boyanmış. Sebebi ne olursa olsun, bugün Şafşavan bu rengiyle bir kimlik kazanmış durumda.
Medina’nın dar sokaklarında kaybolmak, aslında burada yapılacak en doğru şey. Haritaya bakmayı bıraktığınız anda şehir size kendini açıyor. Bir anda karşınıza çıkan küçük bir........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin