NURSUN EREL YAZDI- MAHFİ EĞİLMEZ: ”MEHMET ŞİMŞEK’İN YERİNDE OLMAK İSTEMEZDİM”

Gazeteciler Cemiyeti bünyesinde “Çay Sohbetleri” düzenliyoruz, bu kez Mahfi Eğilmez’i konuk aldık, ekonomi bürokrasisinde yıllarca çeşitli görevlerde bulunduktan sonra Hazine Müsteşarı olarak atanmış ancak yapısal reformlara karşı çıkan hükümetle fazla devam etmek istememiş istifayı basıp ayrılmıştı. (*)

Aralarında eski milli eğitim bakanı Hikmet Uluğbay’ın da yer aldığı, siyasetçiler, bürokratlar, gazetecilerden oluşan kalabalık bir topluluğun izleyip, sorular, yorumlarla katıldığı söyleşi çok renkli geçti.

Eğilmez’le eski yıllarda dayanan bir diyaloğumuz var, onları da konuştuk, şimdilerde kamuda herkesin son model Audiler, Mercedes’ler, hatta Maybachlarla dolaştığı ortam üzerinde bile durduk, hatırlattım:

-Hazine Müsteşarı olarak size Renault mu tahsis edilmişti?

-Ben Renault 12 ile gider gelirdim müsteşarlığa, hepimiz öyleydik, şimdi bakıyorum daire başkanları bile makam arabası olarak Mercedes kullanıyor, o zamanlar -Ben Mercedes isterim– denemezdi, ayıptı. Hatta bir keresinde hatırlıyorum, başbakan Bülent Ecevit bizi çağırmıştı görüşmek için, Ziya Müezzinoğlu (dönemin maliye bakanı) çok uzun boyluydu, baktım önde, Renault’ya binmiş, başı tavana dediği için boynunu yana eğmiş gidiyor… Ben de arkasında…

—-70 arabalık konvoylar—-

Eğilmez, Şimşek’in açıkladığı tasarruf tedbirlerini bu yüzden kabul etmiyor, diyor ki:

-Öyle kağıtla kalemle tasarruf olmaz… Düşünün bir yere gidiyor Cumhurbaşkanı 70 arabalık konvoylar, bin tane korumayla yollara çıkmalar… Önce tasarruf oralardan başlamalı.

Eğilmez, yaşadığımız ortam ve yapılması gerekenler üzerinde pek çok şey anlattı. Şu anda yaşadığımız enflasyonun neden kaynaklandığını, Merkez Bankasının 818 milyar liralık rekor bir zarara, Kur Korumalı Mevduat yükü yüzünden nasıl uğradığını, Cumhurbaşkanının -faiz sebep enflasyon sonuçtur- dediği Nas kökenli inadının nelere mal olduğunu…

-Peki tepedekilerin bilerek ya da bilmeyerek sürekli hata yapma özgürlüğü var mıdır? Hesap sorulamaz mı?

-Türk halkı hesap sorma yetisini kaybetti, zaten hesap soracak kurumlar da kayboldu ortadan, Sayıştay’ı bile etkisiz hale getirildiler. Esasen Başkanlık Sistemine geçişle birlikte sosyal yaşamdan tutun siyasete kadar her şeyde bir bozulma gözleniyor. En kötüsü de halkın buna alışması. -Bu kanuna aykırı- diyecek olsanız, cevap hazır,-kanun mu kaldı ortada?-

—-10 bin lira dağıtsaydı—-

-Peki bu durumda hesap sormak için elde sadece seçimler mi var? Halk tepkisini burada mı gösterecek?

Eğilmez;

-Eğer Tayyip Bey mahalli seçimler öncesinde emekliye........

© Yurtseverlik