Yerel seçimler: İktidara asırlık fırsat penceresini açma yükümü

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin ardından AK Parti Genel Merkezi’nin balkonundan vatandaşlara hitap etti. Yerel seçimlerin sonucu muhalefete zafer getirirken, iktidara asırlık fırsat penceresini açma yükümü getiriyor. ( Emin Sansar – Anadolu Ajansı )

Yerel seçimlerin ilk sonuçları bile bütün dezavantajlarına rağmen yeniden toparlanmakta olan CHP’nin önemli bir başarı elde ettiğini, iktidar olmanın tüm avantajlarına rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AK Partinin ciddi bir yenilgi aldığını, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerindeki taban desteğini önemli bir miktarda kaybetmiş olduğunu gösteriyor.

Meclis iki bilinmeyenli bir denklem gibi: bir yanda halkın çoğunluğunun itimadına sahip olan fakat TBMM’de buna uygun temsil edilmeyen muhalefet; diğer yanda TBMM’de çoğunluğa sahip olan fakat tabanda orantılı oy desteği olmayan iktidar koalisyonu.

AK Parti’nin 12 Eylül 2023’te gündeme getirip yerel seçimlerden sonra hız vereceğini duyurduğu, Erdoğan’ın bürokratlarına hazırlattığı bir taslağı sözde “yeni ve sivil anayasa” diyerek takdim ve kabul ettirme, bu arada kendisine bir kere daha aday olma imkanı yaratma ihtimali tamamen sönmüş oldu.

Gerçekte Murat Kurum’a karşı değil Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yarışan Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimlerini açık ara bir farkla kazanmış olması Erdoğan’ın siyasi hayatının 2028’den önce sona erebileceğinin sinyalini veriyor gibi.

Demokratik bir kültürde böyle bir yenilgi üzerine iktidarın derhal istifa ederek genel seçimlerin yeniden yapılmasını sağlaması beklenir. Ancak, 23 Nisan törenlerinde makamını göstermelik olarak bile çocuklara bırakmamasının da gösterdiği gibi, Erdoğan’ın iktidarı bırakmayacağı, son ana kadar sürdüreceği peşinen kestirilebilir. Nitekim, erken seçime gitmek zorunda olmayan Erdoğan, hukuken, 2028’e kadar tek başına iktidar olma hakkına ve yetkilerine sahip. Fakat 2028’de süresi sona erdiğinde hem Erdoğan’ın hem de AK Parti’nin Anavatan Partisi seviyesine inmesi hiç de sürpriz olmaz.

Zira Erdoğan’ın 2028’e kadar geçecek 4 yılda harika bir yönetim sergilemesi ve bir mucize yaratması adeta imkansız. Erdoğan yeni ve sivil bir anayasa yapılmasını önermeye devam edemeyeceği gibi kendisine tekrar cumhurbaşkanı adayı olma imkanı verilmesini de isteyemez. Böyle bir çaba TBMM’den geçirilse bile halktan kabu görmeyeceği, halkın referandumda ret edeceği ve Erdoğan’a ikinci bir ders daha vereceği ortada.

AK Parti’nin Türkiye genelinde oy oranını korumuş olması ise sadece iktidar olmasının sonucu olarak değerlendirilemez. Dolayısıyla, hatırı sayılır bir taban desteğine sahip olan Erdoğan’ın iktidar yetkileri ve imkanlarını kullanarak özenle seçtiği milletvekillerini – yerel seçimler hezimetine rağmen – AK Parti’de tutması zor olmayacaktır. Bununla birlikte Erdoğan’ın........

© yetkinreport.com