menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Papa’nın Çağrısı ve Türkiye’nin Barış İddiası

11 0
28.11.2025

Türkiye’yi ziyaret eden Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Ankara’da resmi törenle karşılandı (Foto:akparti.org.tr)

Papa Leo XIV Ankara’ya inip “Türkiye adil ve kalıcı barış için istikrar ve yakınlaşmanın kaynağı olsun” çağrısı yaparken, Beştepe’deki konuşmasında Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında tarihsel köprü rolünü, diyaloğa ve sabra ihtiyaç duyan bir dünya tasavvurunu öne çıkardı. Ziyaretin İstanbul ayağında Ortodoks ve Müslüman temsilcilerle buluşacak olması, İznik Konsili’nin 1700. yılı vesilesiyle dinlerarası diyalogun altının çizilmesi; Gazze ve Ukrayna savaşlarında arabuluculuğun anılması ki hepsi önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze’de ateşkesin güçlendirilmesi ve insani yardımların sürekliliğine dair vurgusu da aynı resme dahil. Papa’nın kadınların eğitim ve kamusal yaşama katılımına yaptığı özel atıf, içeride eşitlik ve şiddetle mücadele başlıklarının barış gündeminin ayrılmaz parçası olduğunu hatırlattı.

Ama asıl soru şu: Türkiye içeride barışçı olmayan bir düzenle dışarıda barışın ikna edici taşıyıcısı olabilir mi? Papa’nın çağrısı, dış politika iddiasını içerdeki “barış düzeni” ile ilişkilendirmeye davet ediyor. Dışarıda kullanılan dilin güvenilirliği, içerideki adalet ve özgürlük iklimiyle test edilir.

Tahıl koridoru, esir takasları, bölgesel diyalog hatları gösteriyor ki, Türkiye doğru tasarlanmışsa etkili olabilecek araçlara ve diplomatik birikime sahip. Fakat arabulucu ya da garantör rolünün güvenilirliği, içeride nasıl bir siyasal-toplumsal sözleşmeye yaslandığıyla ölçülüyor. Enflasyon ve hayat pahalılığı baskısı, toplumsal kutuplaşma, ifade özgürlüğü tartışmaları, yerel yönetimler ve Kürt meselesi etrafındaki gerilimler, hepsi dışarıdaki “barış dili”nin inandırıcılığını doğrudan etkiliyor. Dışarıda “diyalog” denirken içeride çoğulculuğun korunması bu yüzden stratejik bir gereklilik.

“Terörsüz Türkiye” hedefi yalnız güvenlik düzenlemeleriyle değil, hak ve özgürlükleri garanti eden demokratik çerçeveyle mümkündür. Siyasi şiddetin kalıcı........

© yetkinreport.com