“EVDEKİ CİNAYET” TABLOSUNUN BELGESELE DÖNÜŞÜMÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME |
Yine bir Barış Duran klasiği! Bu kez klasik dönem ressamlarından Praglı Jakub Schikaneder “in “Evdeki Cinayet” adlı tablosuna odaklanılmış. Özellikle klasik dönem resimlerine odaklanmayı seviyor Barış Duran. İşte Caravaggio”nun Narcissus ve Tövbekâr Mecdelli Meryem tabloları! İşte Julien Dupré'nin resimlerinde Kadının Yeri Ve Rolü adlı özgün bir çalışma! İşte Albert Edelfelt'in Bir Çocuğun Tabutunu Taşımak adlı duygusal tablosu. İyi gözlemlenmiş, titizlikle araştırılmış, sevgiyle yoğrulmuş ve kurgulanmış bu çalışmalar “Resim Okumaları” başlığı altında belgeselleştiriliyor. Kendi adıma ben ilgiyle, sevgiyle keyif alarak izliyorum.
Yakın anlamlı iki kardeş sözcüktür, bakmak ve görmek! Bakmak, seyretmektir; görmek incelemek, irdelemek, farklılıkları, ayrıntıları ortaya çıkarmak. Karslı halk ozanı Şeref Taşlıova “Arzu iplik sevgi nakış / Ördükçe güzel görünür / Gönül gözü ile bakış / Gördükçe güzel görünür” dizelerinde, bakmak ile görmek arasındaki ince çizgiye dikkat çekiyor. Bakan gözde o bir ipliktir; gören gözde bir nakış! Arzu (istek) olmazsa iplik işlenebilir mi; sevgi olmazsa dokunup nakşa dönüşebilir mi? İşte bunu yapıyor Barış!
Kuşkusuz, Barış Duran'a özgün belgesellere imza attıran güzel sanatlara karşı içinde kabaran arzu ve ruhunda oluşan derin sevgidir. Bu da yetmez! Eğitim, bilgi, birikim ve donanım da gereklidir. Bunların hepsi var Barış'ta. Duyarlı, sorumlu, çalışkan, üretken, kararlı bir yapımcı…
Geçmişte de günümüzde de birbirinin yerine kullanılan iki önemli sözcükten biri fotoğraf diğeri resim. Oysaki fotoğraf çekilir, resim yapılır. Fotoğraf objektife........