menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

NE TEZ YAPRAK DÖKTÜN ÖMRÜM

26 0
27.11.2025

Ömür dediğimiz şey, dünya denilen iki kapılı bir handa gece gündüz yürüdüğümüz yaşamdan ibaret. Hiç bitmeyecek sandığımız beş harften oluşan kısacık bir kelime. Ömrün beş harfe sığacak kadar kısa olduğunu, kırklı yaşları devirince daha iyi anlıyor insan. Kırk, elli, altmış derken seneler birbirini kovalayıp gidiyor yaş kemale eriyor. Daha çocuğum, daha gencim ve önümüzde daha uzun yıllar var dediğimiz seneler su misali akıp gidiyor. “Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün” diyen Cahit Sıtkı’nın şiirleri de inandırıcı gelmiyor artık. Hangi yaşta yolun yarısında olduğumuz bilinmez bir gerçek.

Yaşın ilerleyip zamanın geçince, "tecrübe" dediğimiz o vedalar, olgunluk dediğin sükunetin çoğaldıkça öğreniyorsun dimdik yürümeyi. Ne gidişler acıtıyor canını eskisi gibi ne de yeni bir kavuşma için telaşın oluyor. Tek başına kalmanın yalnızlık olmadığını fark ediyorsun. Eski öfkelerin, buruk bir tebessüm arasından süzülüp gidiyor. Korkularını karşına alıp konuşabiliyorsun. Kahveni daha yavaş içiyor, daha çok dinleyen taraf oluyorsun.

Değer algın değişiyor. Keyif veren alanın değişiyor, sessizlik ve sükûnet huzur sebebin oluyor. Arkanı yaslayıp dinlerken, anlatılmayanı duymayı öğrenmiş oluyorsun. Menfaat kokan ilişkilerden arınıp........

© Yeşilgiresun