KERPİÇ BALKONLARDAN REZİDANSLARA |
Ah be hayat! Büklüm büklüm sokaklarında adımlarımızı arşınlarken kimlerle karşılaşacağız, kimlerle dost, arkadaş, kardeş olacağız. Kimlere gönül verip kimleri seveceğiz bilemedik elbette. Alın yazgısı ve kadere inat, bir hevesle ve bir vuslatla yürüdük meskûn mahallelerin arka sokanlarında “Arnavut kaldırımı” diye tabir edilen taş kaldırımlarında.
Kendimi bildim bileli severim ahşap kerpiç evleri. Balkonlarından sarkan iplere dizili gömlek ve atletleri. Hani yok mu; komşuların tüm mahallenin dedi kodlusunu yaptıkları balkon dedikodularının haber merkezi olan evlerin en ferah alanı. Gazetelerin yazmadığı, televizyon ve radyoların söylemediği tüm haberleri bir ajans gibi oradan duyarız, konuşuruz ve tartışırız.
Sevdalarda başka olurdu o balkonlarda. Birbirine mendil sallayan yavuklular. Ağaca sırtını dayamış balkondan gözünü alamayan delikanlılar. Mahallenin gençleri arasında arena gibi işlev gören kerpiç balkonlar. Belki bir Ferhat ve Şirin olamaz ama birçok genç kızların ve bıçkın delikanlıların yüreğine yara, içerisine sitem ve kalbine ateş olan o balkonlar. Hep sevdaya,........