ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞINDA CEPHELER NETLEŞİYOR: REFAH İTTİFAKI, SAVAŞ İTTİFAKINA KARŞI

“Üçüncü Dünya Savaşı başladı mı başlayacak mı?” ya da “İkinci Soğuk Savaş'ın içerisinde miyiz?” soruları en az iki yıldır jeopolitikle doğrudan ilgilenen ya da çalıştıkları sektörler itibarıyla bu soruların yanıtlarına ihtiyacı olanların gündeminde. Üçüncü Dünya Savaşı'nı Hollywood sinemasının empoze ettiği şekilde nükleer bir çatışma olarak tasavvur edenler, ya da bir dünya savaşının geçmişteki gibi adı konmuş net ittifakların arkasına sığındıkları siperler etrafında cereyan edeceğini düşünenler, bugün içerisinde bulunduğumuz hibrit küresel mücadelenin, aslında bir dünya savaşının ta kendisi olduğunu idrak etmekte zorlanıyorlar. Mevcut dünya savaşının taraflarını belirlemek ise geçmişteki kadar kolay değil. Savaşta başvurulan metotların hibrit olması gibi, ittifakların oluşumu da hibrit özellikler gösteriyor.

BATI HEGEMONYASININ DEVAMI İÇİN ÇATIŞMA ŞART
Batı dünyası, 200 yıldır yani Napolyon Savaşları'ndan bu yana küresel hegemonya mücadelelerini keskin ittifak oluşumları üzerinden yürütmeyi tercih ediyor. İkinci Dünya Savaşı sona erip, Avrupa'da Almanya ( Prusya ) ya da Fransa merkezli yeni bir savaş çıkarma imkanı ortadan kalkınca bu defa, küresel toplum ideolojik olarak ikiye bölünüp kutuplaştırıldı. Bu kutuplaştırma, ABD-İngiltere ortak ekonomik hegemonyasının 45 yıl kadar dünyaya hükmetmesine imkan tanıdı. Birinci Soğuk Savaş sona erdiğinde ise bu defa “küresel terörizm” aktörü sahaya sürüldü. Ancak bu aktörün inandırıcılığı ve ABD-İngiltere hegemonyasının sürmesi için gereken şartları yaratmasının ömrü de 30 yılı bulmadı. Üstelik bu sürede Zbigniew Brzezinski gibi ABD stratejistlerinin dahi öngöremediği şekilde Çin Halk Cumhuriyeti ile Rusya'nın çok kutuplu mücadele içerisinde yükselişleri mümkün oldu. Dahası........

© Yeşilgiresun