Küresel gelişmeler ve bölgemizdeki durum, karşı karşıya olduğumuz meselelerin adını tam olarak koymaya bizi mecbur ediyor. Cumhuriyet’i kuran siyasi ve askeri kadroların en büyük travmalarından biri, 1903 yılında başlayan Makedonya İsyanı idi. Selanik’ten Kosova topraklarına kadar uzanan bir coğrafyayı Osmanlı topraklarından koparmak, buradaki Türk ve Müslüman nüfusu tasfiye etmek için başlatılan girişimin arkasında, dönemin tüm Avrupa güçleri bulunmaktaydı. Nitekim II. Meşrutiyet’i ilan etmek için ortaya çıkan siyasi oluşumların da başlıca hedefi, Yunanistan’ın ardından Makedonya’nın da elden gitmesini önlemekti. Ancak Makedonya’nın ardından gelen Bulgar İsyanı ve Balkan Savaşları, bu gayretlerin olumlu sonuçlanmasına müsaade etmedi. Makedonya İsyanı sırasında yaşanan travma, Cumhuriyet’i kuran kadrolara “Makedonlaşma” kavramını miras bıraktı. Peki, Makedonlaşma ne demekti?
CUMHURİYET “MAKEDONLAŞMAYA” DA “KANTONLAŞMAYA” DA MÜSAADE ETMEZ
Bu kavram kurucu kadrolar için ülke sınırları içerisindeki ya da çevresindeki birtakım etnik ve dini grupların Batılı ülkelerin kışkırtması ile vatanın toprak bütünlüğüne kast etmeleri ihtimalini ifade etmekteydi. Nitekim 1924 ile 1938 arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde patlak veren isyanlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadrolarındaki “Makedonlaşma” korkusunu beslemiş, geçmişten alınan dersler doğrultusunda tedbirler geliştirmişlerdi. 14 yılda sayıları 20’yi bulan isyan vakalarının tohumları, 1878 Berlin Anlaşması’nın ardından, Doğu Anadolu ve bugünkü Irak’ın kuzeyindeki gayrimüslim topluluklar için yapılacak “reformları” takip etme hakkı kazanan, Hristiyan toplulukların hamisi olarak kendilerini ilan eden Avrupa devletleriydi. 1880 yılından itibaren özellikle Van ve çevresinde cirit atmaya başlayan “İngiliz müfettişler” Taşnak ve Hınçak terör örgütlerinin inşasında önemli rol oynamıştı. Bu isyanlar Cumhuriyet’in ilanının ardından dini ve etnik görünümlü gruplara devredildi. 1878’i takiben Anadolu ve Mezopotamya’yı hedef alan işgal girişimi, 1991 yılında Saddam Hüseyin’in yönetimindeki Irak’a yaptırım uygulama gerekçesiyle ABD önderliğindeki Çekiç Güç ile yeni bir ivme kazanmış, ABD’nin PKK’ya doğrudan yardımları için açılan kapı, 2015 yılında Suriye İç Savaşı’ndan faydalanan ABD’nin Suriye’nin kuzeyine adımını atarak PYD/YPG’yi inşasıyla bugünkü halini aldı. Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetici kadrolarını tedirgin eden “Makedonlaşma” kavramı, 2015 yılından itibaren Türkiye’nin güney sınırlarında “Kantonlaşma”ya dönüşmüş, bunun üzerine “Terör Koridoru” ve “Teröristan”ı akamete uğratacak tedbirlere başvuruldu. DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın 4 Kasım 2024 akşamı Mardin’de, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke’nin de katıldığı eylemde, 1937-1938 Dersim İsyanı’nın elebaşı Seyit Rıza ve 1925’te Diyarbakır çevresinde başlatılan isyanın elebaşı Şeyh Sait’in adını anarak “onların yaptığını yaparız” ifadeleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü tehdit etmiş olması herhalde CHP seçmenlerinin kahir ekseriyeti tarafından tarihi bilgiler ışığında hayretle izlenmiştir.
KANTON İNŞAASINDA........© Yeşilgiresun