Değerli Okuyucularım, her şey yolunda gidiyor iken zamanın nasıl da sanki hızlı geçiyormuş gibi aktığına hepimiz şahit olmuşuzdur. Bu durum aslında iyi bir şey ve bizim zamanın geçmesine yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Ancak, zaman su gibi akıp geçmiş ya da geçiyor tabirlerini çok kullanırız. Ben de diyorum ki sağlığımız, keyfimiz ve huzurumuz yerinde olsun da varsın zaman uçsun gitsin.
ÇOCUKLARIMIZLA HEP GURUR DUYDUK
İşte Amerika'da 2 senemiz PIT (öğretmen Pilot Eğitimi) eğitiminden sonra çok çabuk geçmeye başlamıştı. Yukarıda bahsettiğim gibi zaman sanki uçuyordu. Çocuklarımız Tuğçe ve Volkan'ın okullarında akademik ve spor faaliyetlerindeki başarıları bizleri çok mutlu ediyordu. Diğer taraftan kızımız Tuğçe'nin Ortaokul 2.nci sınıfta İngilizce ve Matematik derslerinden sınıfında en iyi öğrenci seçilmesi bizleri gururlandırmıştı.
Oğlum Volkan ise 3 sene Tekvando kursuna devam etti ve” Karakuşak” seviyesine yükseldi. Kendi yaş grubunda katıldığı müsabakalarda birçok birinciliği bulunmaktadır. Kızım Tuğçe'de katıldığı voleybol takımının yanı sıra tekvando kursuna da devam etti ve mavi kuşak seviyesine kadar yükseldi. Amerika'da her türlü sporun çok yaygın kursları vardı ve çok az bir ücretle bu kurslara katılmak ve çocukların gelişimlerini sağlayarak alt yapıdan sporcu yetiştirmek uluslararası müsabakalarda başarıyı getiriyordu. Oğlum Volkan ayrıca; Amerikan Futbolu ve basketbol kurslarına da katıldı ve başarılı oyunlar çıkardı.


Oğlum Volkan 11 Şubat 1995 tarihinde, aynı gün 2 ayrı dalda birincilik kazanmıştı. İkinci resimde ise Oklahoma şehrinde ikisi de aynı gün müsabakalara katıldılar, şu an aldıkları dereceleri hatırlamıyorum. Volkan kısa süre sonra siyah kuşak testine katılmış ve siyah kuşak derecesine yükselmişti. Kızım Tuğçe tekvandoya geç başladı ve ancak mavi kuşak derecesine yükselebilmişti.
Şimdi sizlere Amerikan eğitim sisteminin ortaöğretim kısmından, bizdeki sistemle karşılaştırmak için kısa bilgiler vermek istiyorum.
İlkokul ve ortaokul öğrencilerine asla ev ödevi verilmiyor. Eğer bir öğrenci yetersiz ise ya da ödevi var ise dersten sonra etüde kalıyorlar ve görevli bir öğretmen eşliğinde o ödevlerini yapıyorlar. Yanlış hatırlamıyorsam kitaplar okulun demirbaşı olup okulda bırakılıyordu. Özetle, okuldan eve gelen öğrenciler sosyal faaliyetlere (spor, müzik vb.) yönlendiriliyor böylece sağlıklı bir gelişim sağlanıyor. Bundan sonrasını yani bizim sistemimizle mukayeseyi sizlerin yorumlarınıza bırakıyorum.
TATİLE GİDİYORUZ
Zaman uçup gitmiş 1995 yaz mevsiminde şu an hangi ay olduğunu hatırlayamadığım bir ayda Amerika'nın Batı bölgelerine tatil planlamıştık. Yaşadığımız şehir Wichita Falls'dan Los Angeles'e bir gece mola vererek 2 günde gitmiştik. Geçtiğimiz bazı şehirleri kısa da olsa gezme fırsatımız oluyordu. Los Angeles'ta dolu dolu 3 gün geçirdik, San Diego'ya dünyanın en büyük hayvanat bahçelerinden birini görmeye gittik, tek kelimeyle muhteşemdi. Daha sonra Santa Monica üzerinden San Francisco'ya gittik. 2 gün boyunca San Francisco'daki görülecek tüm yerleri gördük ve 2 gün sonra Las Vegas'a gittik.
Las Vegas'a 2 sene önce bir hafta sonu uçakla gittiğim için yabancılık çekmeden tüm aktivitelere katılmış ve çok eğlenmiştik. Son gün Hoover Barajı ve devamında Grand Kanyon'a gittik ve o güzellikleri doyasıya yaşadık.
Nihayet tatilimizin son günü sabah erkenden kalktık ve kahvaltıdan sonra eve dönmek için yola koyulduk. Unutulmaz anılarla dolu bir tatilin sonunda salimen ve mutlu bir şekilde evimize ulaşmıştık.
ZAMAN AZALIYOR
Giriş paragrafında bahsettiğim gibi zaman su gibi akıp gitmiş ve biz görevimizin son senesine girmiştik. ENJJPT, NATO Uçuş Okulunda bizim görev süremiz 3,5 seneydi ve görev sürelerini tamamlayanlar Türkiye'ye dönüyorlardı. Bizden önce bu göreve gelen 9 görevli pilot aralıklarla ülkemize döndüler ve sıra bize gelmeye başlamıştı.
Öğretmen Pilot Eğitiminden sonra atandığım B Flight'ta, Flight komutanı yardımcısı İtalyan bir uçuş hocası vardı. Çok iyi bir kişilik ve çok iyi bir uçuş öğretmeniydi. Akdeniz bölgesinin verdiği sıcakkanlılıkla birbirimizle çok iyi anlaşıyorduk. Hani derler ya kanı kaynadı, bizim de öyle olmuştu. Rütbesi Binbaşı ve adı Daniele Giorgetti, ama biz ona Gio diyorduk. Gio Hobi olarak uçmak için bir uçak satın aldı ve boş zamanlarında uçağını konuşlandırdığı havaalanından yerel olarak uçuşlar yapıyormuş. Okulda boş zamanlarımızda uçağının muhabbetini yapıyorduk. Yine bir gün konuşurken sen de gel beraber uçalım teklifini yaptı. Hiç beklemediğim bir teklifti ve ben hemen bu teklifi fırsata çevirdim, çocuklarımı uçurmasını rica ettim. Neden olmasın dedi ve bunun üzerine çok mutlu olmuştum. Resimde de görüldüğü gibi 17 Mart 1996 tarihinde ismini hatırlayamadığım bir havaalanında buluşmuştuk.


Soldaki resimde kızım Tuğçe ve Gio yaklaşık 15 dakika süren bir uçuş yaptılar ve sonra da Volkan ile uçtular. Böylece mesleklerine tesadüfen de olsa ilk adımlarını onlu yaşlarda atmanın bugün bile mutluluğunu yaşıyoruz. Eşim ve ben uçmamıştık, teklif dahi edemezdik aksi halde biraz suistimal olurdu sanırım.
İşte böyle değerli okuyucularım, hayat hızlı da geçse, yavaş yavaş görev süremizin sonuna yaklaşıyorduk.
Haftaya görüşmek üzere sevgiyle kalınız.

QOSHE - KAPTANIN KÖŞESİ/ BÖLÜM-47 - Kamil Güngör
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

KAPTANIN KÖŞESİ/ BÖLÜM-47

29 8
17.05.2024

Değerli Okuyucularım, her şey yolunda gidiyor iken zamanın nasıl da sanki hızlı geçiyormuş gibi aktığına hepimiz şahit olmuşuzdur. Bu durum aslında iyi bir şey ve bizim zamanın geçmesine yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Ancak, zaman su gibi akıp geçmiş ya da geçiyor tabirlerini çok kullanırız. Ben de diyorum ki sağlığımız, keyfimiz ve huzurumuz yerinde olsun da varsın zaman uçsun gitsin.
ÇOCUKLARIMIZLA HEP GURUR DUYDUK
İşte Amerika'da 2 senemiz PIT (öğretmen Pilot Eğitimi) eğitiminden sonra çok çabuk geçmeye başlamıştı. Yukarıda bahsettiğim gibi zaman sanki uçuyordu. Çocuklarımız Tuğçe ve Volkan'ın okullarında akademik ve spor faaliyetlerindeki başarıları bizleri çok mutlu ediyordu. Diğer taraftan kızımız Tuğçe'nin Ortaokul 2.nci sınıfta İngilizce ve Matematik derslerinden sınıfında en iyi öğrenci seçilmesi bizleri gururlandırmıştı.
Oğlum Volkan ise 3 sene Tekvando kursuna devam etti ve” Karakuşak” seviyesine yükseldi. Kendi yaş grubunda katıldığı müsabakalarda birçok birinciliği bulunmaktadır. Kızım Tuğçe'de katıldığı voleybol takımının yanı sıra tekvando kursuna da devam etti ve mavi kuşak seviyesine kadar yükseldi. Amerika'da her türlü sporun çok yaygın kursları vardı ve çok az bir ücretle bu kurslara katılmak ve çocukların gelişimlerini sağlayarak alt yapıdan sporcu yetiştirmek uluslararası müsabakalarda başarıyı getiriyordu. Oğlum Volkan ayrıca; Amerikan Futbolu ve basketbol kurslarına da katıldı ve başarılı oyunlar çıkardı.


Oğlum Volkan 11 Şubat 1995 tarihinde, aynı gün 2 ayrı dalda birincilik kazanmıştı. İkinci resimde ise Oklahoma şehrinde ikisi de aynı gün müsabakalara katıldılar, şu an aldıkları dereceleri hatırlamıyorum. Volkan kısa süre sonra siyah kuşak testine katılmış ve siyah........

© Yeşilgiresun


Get it on Google Play