
DİK DURUŞ!...
Öğretmenlerim bilir; lise yıllarımda edebiyata, okumaya ve yazmaya oldukça meraklı biriydim…
Konu, yazar ve tür ayırt etmeden ne bulduysam okudum o dönemde…
Bir elimde İlhan Darendelioğlu'nun, diğer elimde de Yaşar Kemal'in kitapları vardı…
Hatta Yaşar Kemal'in “Yer Demir, Gök Bakır” romanını okurken yakalandım; idarecilerden dayak yedim!...
Her şeyin okunamadığı, okuma yasaklarının hüküm sürdüğü zamanlardı…
Okudukça yazmaya da merak sardım… Duvar gazeteleri çıkardım… Onları her hafta güncelledim…
Yazılarımı okuyan herkes çok beğenirdi… Sadece bir kişi hariç:
- Edebiyat öğretmeni Filiz Hoca!..
Hayatta mı bilmiyorum… Ama yine de ellerinden öperim…
Ne kadar güzel yazarsam yazayım; on üzerinden “8” alamadım kendisinden… En yükseği “7” geldi…
Filiz Hocamız doğru ve objektif bir değerlendirme yapmıyordu… Sebebi ne idi bilmiyorum…
İtirazlarımı da kendi ürettiği gerekçelerle geri çeviriyordu…
En son yaptığı kompozisyon sınavında, “deneme” türünde serbest bir yazı yazmamızı istedi…
Sıramın gözünde Nurullah Ataç'ın “Denemeler” isimli kitabı vardı… Kitabı gizlice açtım ve ortasındaki bir makaleyi noktasına, virgülüne varıncaya kadar kağıda geçirdim… Hatta başlığını bile........
© Yeşilgiresun


