DEVLET AKLI, TOPLUM AKLI… HANGİSİ HAKLI? |
“Devlet aklı” terimi, Fransız devlet geleneğinden devşirilmiş bir kavramdır… Toplumu ve devleti birbirinden bağımsız iki yapı olarak kabul eden Fransız kültüründeki karşılığı “Raison d'etat” kelimesidir…
Bazen "devlet gereği" olarak da çevrilen bu sözcük, bir devletin yönetiminde ve siyasetinde temel alınan, “uzun vadeli ve stratejik” düşünce biçimini ifade eder. Ülkenin bağımsızlığını ve bekasını korumayı hedefler. Bu nedenle hemen hemen her ülkede temel bir motivasyon kaynağıdır…
Güncel siyasi döngülerin, hükumetlerin veya kısa vadeli çıkarların ötesinde, “devletin geleceğini” planlayan, krizleri önceden sezen ve buna göre hareket eden “rasyonel ve hesaplanmış” bir zekâyı temsil eder.
Hükumetler ve politikacılar değişse bile devlet aklı; devletin temel politikalarında ve stratejik hedeflerinde bir “süreklilik” sağlar. Beş yıllık seçim dönemlerinden çok, en az elli yıllık devlet vizyonunu esas alır.
Belli bir partinin, grubun veya sınıfın değil, “milletin ve devletin bütününün” ortak ve uzun vadeli çıkarlarını ön planda tutar!...
Stratejik hedefinden sapmadan, gerektiğinde o hedefe ulaşmak için “taktik değiştirebilme” ve “siyasi esneklik gösterebilme” becerisidir.
Ahmet Davutoğlu'nun yürüttüğü ve temsil ettiği siyaseti sevmem… Ama bir akademisyen olarak onun bu konuda yazmış olduğu “Stratejik Derinlik” isimli kitabının da hakkını veririm…
Orada “hikmet-i hükumet” (hükumetin/devletin hikmeti) olarak tarif edilen ve modern anlamıyla, devletin kendi çıkarları için ne gerekiyorsa onu yapma eğilimini ifade eden bu kavram; açıkladığım hususlar itibariyle karşı konulabilecek bir kavram olarak gözükmemektedir…
Ancak, “devlet aklının” hukuk devleti ve demokrasi ilkeleriyle olan ilişkisi ise gerek felsefi olarak ve gerekse siyasi olarak her zaman tartışılabilir!...
Çünkü hukuk devletinde, devletin dahi hukukla sınırlı kalması esastır!...
Devlet aklı söyleminin bazen bu sınırların dışına çıkmayı meşrulaştırma eğilimi göstermesi iktidarı temsil edenlerle toplumu........