menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GÖRELE AĞZI ÜSTÜNE (II)

18 0
11.01.2025

.. çağırıyor. Birer harar alın da gelin diye... Akşamları gece yarılarına dek bizde toplanırdı amcamlar, amcaoğulları... Babam, anam, Söyleşilirdi... Birinde hiç unutmuyorum. Köyümüzün "en etçi" iki kişisini alaya alırlardı. "Ora ne almışlar ne almışlar... Salı günü... Garıya gızlara yüklemişler... Ne var şeleklerde... Kelle, ayaklar, işkembe ciğer... Bitmedi, elde de kırnapla tutulan kiloluk iki istavrit..."
TAV LU sözcüğünü babamdan öğrendim. Yağlı, besili kesimlikler için kullanırdı, lise bitene dek babamla birkaç kez Halkavalı'ya gittim. Kesimde yardım ederdim ona. Nasıl kestiğini, yüzdüğünü, astığını, iç orgarları çıkardığını, uygun biçimde parçalandığını gözleyerek öğrendim. Satım alırken hayvanın boynunu, boğazının altını, sırtını elle yoklayarak yağlanmış, besili olup olmadığını anlardı. Yağsız et için aruk, zayıf, leş... sözcüğünü kullanırdı köyümüzün kasapları. İneklerin kısa kaburgaları, döşleri, iç kapakları onlar için ağız tadıyla yenilecek etlerdi.
1980'li yıllar. Tv'de, gazetelerde kimi doktorların yağlı et, tereyağı, işkembe, kelle, ciğer...karşıtı açıklamaları. Bizim köyün etseverleri doktorları alaya alan söyleşilerde, gülüşmeler, gülen gülene. Doktor nereden bilecek diyorlar. Hele kasaplar, hele kasaplar.. Yolda Topbaş'ın Seyit Ağabey'le karşılaştım. Eli yüzü ÇIDDAK gibi.
Kan........

© Yeşilgiresun


Get it on Google Play