Kız koynuna ne koydun ne sakladın bakayım
O koynundaki şeyden yok mudur benim payım
Şöyle yakına gel de dişlerimin izinden
Boynunun çevresine beşi birlik takayım
***
At yüzünü örten ipekli peştemalı
Beline bağladığın o acem işi şalı
Bir kere öpeyim de gerdanının altından
Boynuma olsun varsa bu öpüşün vebali
***
Kınalı ellerini dola boynuma benim
Karışsın birbirine seninle benim tenim
Öyle sıkı sarıl ki can-ü gönülden bana
Görenler sansın bizi sen benim, ben de senim
*** ***
Şimdi arkadaşlar yaklaşık 100 yıllık bu şiirin ''perde arkasına'' şöyle bi inelim mi size zahmet?
Evden, zorunlu alışverişler hariç çıkmamaya başladım artık. Gidersem bi anneme gidip geliyorum. İddia ediyorum, anneye gitmek evden çıkmak sayılmamalı. Yıllar evvel mahkemede Hakim Bey'e dediğimle aynı hesap yani; ''Hayır efendim, biz Kale'de içki içmedik, beraatimi talep ediyorum, içkiyi restoranda içtik, birer bira alıp cila yapmak üzre Giresun Kalesi'ne çıktık. Şu an yargılandığımız kabahatler kanununda cila yapmak diye bi suç yoktur''!
Elbette Bilgi Yurdu'muza ve Millet Bahçemize de her gün uğramamak olmaz. Buralar dışında hiçbi yer benim için Giresun........