Ne gidebilmek ne kalabilmek. Kendini bir yere ait hissedememek. Büyüyememek, uyum sağlayamamak. Sorumluluklarını hakkıyla yerine getirememek. Kısacası bir baltaya sap olamamak.
Rüzgârın önündeki yapraktan farksız olmak. Dalgaların istemsizce öteye beriye sürüklediği plastik şişelere benzemek. Kuşların bile konmadığı ağaçlara dönmek.
Aynadaki suretini tanıyamamak. Ruhuna yabancılaşmak. Kalbinin sesini duyamamak. Yüreğinin uğultusunda boğulmak. Düşüncelerinin cenderesinde hapsolmak.
Ne uzaması günlerin ne kısalması. Ne yağmur ne güneş. Ne sıcak ne soğuk. Ne gece ne gündüz. Ne doğru ne yanlış. Ne var ne yok. Ne yakın ne uzak. Ne hayat ne ölüm.
Sessizliğin çığlığa, gürültünün fırtınaya dönüşmesi. Sözlerin kavgaya, bakışların savaşa evrilmesi.
Anlamını yitirmesi her şeyin ve manasızlaşması. Önemsizleşmesi herkesin ve değersizleşmesi yaşamın. Solması renklerin ve silinmesi hatıraların. Tükenmesi umudun ve azalması tahammülün. Uzaklaşması sevincin ve azalması arzunun.
........

© Yeşilgiresun