Her Şey Bir Bütündür

Her şey bir birbiriyle ilişkilidir. Sorunlar, bir bütün içinde ele alınmalıdır. Isı değişikliği, denizlerdeki akıntıyı oluşturur. Rüzgâr, denizdeki akıntılarla doğrudan ilişkilidir. Bulutlar ise rüzgârla yol alır, yön değiştirir. Akıntılar, balıkların hareketlerini de belirler, yönlerini de farklılaştırır. İnsan yapısı uçağın hava durumuna göre ilerleyebildiğini biliriz. Havaalanına gidip hava koşullarının olumsuzluğu nedeniyle kalkamayan uçağın yolcusu olarak kös kös geri döndüğümüz olmuştur. Denizin dalgasına dayanamayan geminin, sonu hüsrandır. Depreme dayanıksız bina da aynı son ile karşılaşır. Suyun, havanın ve toprağın ısısı, rüzgârın gücü, şiddeti ve zamanı tozlanmayı, dolayısıyla fındık üretimini etkiler. Fındığın verimi, maliyetimizi, gelirimizi değiştirir. Gelir ise düşünce dünyamızın maddi temelini oluşturur. İçinde bulunduğumuz ortam, tez, antitez çatışması ile ilerler. İster doğa, ister insan, isterse toplum olsun, etkileşim, değişim kaçınılmazdır.
***
Doğada olduğu gibi toplumsal yapı da birbiriyle ilişkilidir. İnsanoğlu için de öyledir. İçinde bulunduğu ortamdan etkilenir. Emeği ile geçinenin düşünce biçimi, bir fabrikatörünki aynı değildir. Hizmet sektöründe çalışan ile üretim sektöründeki aynı biçimde düşünmez. Yaptığı işten çok para kazanan ile kısıtlı geliri olanların düşünce biçimi farklıdır. Geliri fazla olan kendini başkalarından akıllı sanarak, kazancını kendi zekâsına bağlaması diyalektik bir yaklaşım değildir. Yüz yıl önce bir nalbant çok gelir elde ederken bugün bir eczacı çok fazla kazanmaktadır. Ne o gün nalbant çok zekiydi, ne de bugün eczacı. Genel ekonomik ortamın elverdiği ölçüde kazanç........

© Yeşilgiresun