Kasım ayında göreve seçildiğinden itibaren camdan tavanın kırılmasından söz eden CHP Genel Başkanı, ne demek istiyordu? 31 Mart yerel yönetim seçiminden sonra oyların 8'ini CHP alınca, Genel Başkan, camdan tavanın kırıldığını söyleyerek, başarının adını koymuştur.
Doğrudan ve dolaylı olarak birkaç kez duyduğum için rahatlıkla söyleyebilirim: 2010 yılına değin görev yapan Genel Başkan, iktidar olamama sorununu, konjonktüre bağlayarak açıklardı. Konjonktüre bağlı olarak seçmen, iktidarı değiştirecekti. Tahterevalli misali, birileri yukarı çıkarken, diğeri aşağıda kalacaktı. Hangisi olursa olsun iktidarın, süreç içinde yıpranacağını, bir diğerinin iktidara geleceği tezini savunuyordu. Ardından gelen Genel Başkandan, duyduğumu söyleyemem ama davranışları ve söylemlerinden çıkarım yaparak, bu tezi, onun da savunduğunu düşünüyorum. İlk zamanlarda üye sayısını artırma yönünde bir talimatı olmuş olsa da izleyen dönemlerde bu yönde bir çaba olmadığı gibi tüm seçmenin oluşturduğu evrende, alanın genişlemesi doğrultusunda bir söylem ve eylem de görülmüyordu. Yani, küçük olsun, benim olsun, yaklaşımı hissettiriliyordu.
Dolayısıyla 2000 yılından sonra görev yapan ve yapmakta olan üç genel başkandan ilk ikisi, düşünsel ve eylemsel olarak iktidar olabilmenin çözümünü konjonktüre bağlamıştı. Onun için şimdiki başkanın camdan tavanı kıracağız ve kırdık söylemi çok önemlidir. İki söylem arasında tamı tamına 180 derece fark vardır. Birincisi, eylemsizlik, verileni kabul etme düşüncesidir. İkincisi, isyan etme, kabullenmeme yaklaşımıdır. Birincisi, felsefi olarak pasifliği dayatır, diğeri aktifliği dillendirir. Birincisi, nane limon katılmış suyunu içip gününü gün ederken diğeri gündüz gece demeden sokağın her yerinde bulunmanın, her bir insanın terini kendine parfüm yapmanın kıvancını yaşıyordu.
Bu 180 derecelik dönüşümü herkesin fark etmesi gerekir. Özellikle de 31 Mart günü seçilen başkanlar, meclis üyeleri, muhtarlar dâhil tüm yerel yöneticilerin, bu değişikliğe ayak uydurması, uygun davranması gerekli ve zorunludur. Geçmişte olduğu gibi bir belediye başkanı, meclis üyelerini kastederek “Ben bunları doyurmaya yetişemiyorum.” diyememelidir, dememelidir. Buna meclis........