Finansal okuryazarlık zırvalık mı?

Sermaye Piyasası Kurulu geçen hafta tarihe geçecek cezalara imza attı. Rakamlar öyle büyük ki insanın başı dönüyor. Bu cezalar tahsil edilir mi, yargıdan nasıl döner; bugün bunu bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var: Bu kararlar, sermaye piyasaları açısından son derece önemli.

Düşünün; tek bir kişiye 330,2 milyon TL ceza kesiliyor. Üstelik bu kişi, halka açık bir şirkette yönetim kurulu üyesi. Yani borsanın kronik sorunlarından biri, yine en çıplak haliyle karşımızda duruyor: İçerideki patronlar ve yöneticiler.

Bu açıdan bakıldığında Sermaye Piyasası Kurulu’nun attığı adımı önemsiyorum ve açıkça takdir ediyorum. Ancak bir parantez açmak şart: Bu ceza, iki yıl önce yapılan işlemlerle ilgili. Hani derler ya, “Atı alan Üsküdar’ı geçti.” İşte tam olarak o durum. Elbette SPK’nın da yetkileri ve insan kaynağı sınırlı.

Burada asıl yapısal sorun ortaya çıkıyor. Trilyonluk borsa operasyonlarını, devasa halka arzları yöneten uzmanlar; kamunun düşük maaş politikasıyla çalıştırılıyor. Bu böyle sürdürülemez. Bu kurumlarda görev yapan personelin özel statüde, özel maaşlarla çalıştırılması gerekir. Karşılığında da çok net kurallar konulmalıdır. Örneğin ABD’de olduğu gibi, görevden ayrıldıktan sonra yıllarca özel sektörde çalışamama şartı… Piyasayla iç içe olmama zorunluluğu… Bunlar lüks değil, zorunluluktur.

Tekrar altını çiziyorum: Bu cezalar değerli ama gecikmiş adalettir. SPK’nın........

© Yeniçağ