Türk devlet geleneğinde kuvvetler ayrılığı

“Bizim devlet geleneğimizin esası şudur;

Devlete talipseniz, servete de marifete de talip olmayacaksınız. Servete talip olacaksanız ne devlete ne de marifete talip olmayacaksınız. Marifete talipseniz o zaman devlete de servete de talip olmayacaksınız." (Mustafa Çalık)

Siyaset yukarıya çıkmak ve yukarıda kalmak için ülke değerlerini değil, ülkede organize olan cemaat ve grupları “seçmen” olarak kullanıyor.

Kendi grupları için siyasetçi tercih eden cemaatlerin bu desteklerine karşı kendi grupları için önce servet, sonra devlet ne isterlerse alıyorlar! Cemaat ve tarikat sarmalında siyaset yapan siyasetçilerin ülke kaynaklarını umursadıklarına da artık şahit olamıyoruz!

Her seçimin galipleri ve mağluplarını konuşmaktan, mağlupların yeniden “yeni kadrolarla(!)” seçmen önüne çıkıp, “makûs talihi” yenecek olmaları umudu ile(!) seçimleri beklemekle ömürler tüketiliyor!

Oysa devlet yönetiminin kanunları ve kuralları vardır. Vatandaş bu kurallar oluşsun ve uyulsun diye seçimlere gitmekte ve tercihlerini yapmaktadırlar. Kanunlar ve kurallar kimin umurunda?..

Bu topraklarda bin yıldır, insanlık tarihinde ise binlerce yıldır “Türkler Devlettir”

Yöneticisinin tercihlerine göre değil, tarihine sorumluluk bilinci ile devlet yönetmenin derin geleneğine sahip bir milletiz.

Yukarıda Rahmetli Mustafa Çalık’ın ifade ettiği “servet, devlet, hikmet” olarak ifade edilen Türk Devlet geleneğinde; kuvvetler........

© Yeniçağ