Bir süredir iktidarın yeni getireceği vergi paketinde Değer Artış Vergisi’ne ağırlık verileceği söyleniyor.
Memlekette vergi denilince akan sular duruyor, vergi kutsaldır denilerek tartışmalar durduruluyor ve zaten parası pulu, malı mülkü olmayan geniş kesimler de onlar versin zaten zenginler, çok paraları var diyerek işin sonunu düşünmeden destek veriyor.
Oysa bu değer artış vergisi çok ama çok tehlikeli bir vergi kalemi bu noktada değer artışı olmuş ver bakalım vergisini diyenlere bizim sormamız gereken asıl soru:
“Değer artışı var diyorsunuz da benim malımın değeri mi arttı yoksa paranın değeri mi düştü?” sorusu olmalıdır!
Bu kesime soruyorum bir sene önce üç milyon Türk Lirasına aldığım bir malı bu sene dört milyona sattıysam bu fiyat değişikliği malın değerinin arttığını mı yoksa alım satımda kullandığımız para biriminin değerinin düştüğünü mü gösterir?
Hele hele ülke genelinde hemen hemen tüm gayrimenkullerde benzer bir artış görünüyorsa bu kesinkes değer artışı değildir. Bu değişim büyük ölçüde paranın değer kaybı yüzünden ortaya çıkan nominal değişim ya da fiyat şişmesidir.
Diyelim ki bahse konu mal bir konut; beş yıl önce bir milyona üç artı bir yüz yirmi metre kare daire aldınız, beş yıl sonra bu dairenin yavrulayıp metrekaresinin büyümesi elbette mümkün değildir. Dahası betonarme bir binanın ömrü yaklaşık 50 yıldır ve 5 yılda bu bina eskimiş, ömründen yüzde on kadar eksilmiştir değil mi?
Ayrıca binanın asansör, sıhhi tesisat, armatür, mutfak ve banyo dolapları ile sair eklentileri de bir miktar eskimiştir bu yüzden de........