Bir tıkla mutluluk bir tıkla kriz
Kaspi’nin Hepsiburada’ya 4,17 milyar TL sermaye koyduğunu okuyunca aklıma ilk gelen sahne, mahallede yıllardır dönen bakkalın bir sabah yeni ortak geldi diye kepenge koca bir tabela asması oldu. Para girince dükkân büyür, raflar çoğalır, kasanın yanına kahve makinesi gelir…
İnsan ister istemez tamam, güzel de müşteriye yansıyan ne olacak? diye soruyor.
Türkiye’de e-ticaretin hikâyesi para kadar deneyim meselesi. Hatta çoğu zaman para ikinci planda kalıyor. Kargo kaç günde gelir, iade süreci kaç ekrana bölünür, canlı destek canlı mıdır, ödeme adımında sürpriz masraf çıkar mı… Asıl sinir uçlarına dokunan yerler buralar.
Kaspi cephesinden gelen yerel işletmeleri güçlendireceğiz, dijital ekosistemi iyileştireceğiz cümlesi kulağa hoş geliyor. Esnafı büyütmek, KOBİ’yi vitrine taşımak, satıcı panelini adam etmek…
Hepsiburada’nın pazaryeri tarafında satıcıların en büyük derdi genelde görünürlük, komisyonlar, kampanya baskısı ve iade kaynaklı hasar/zarar kalemleri. Sermaye artışı da burada anlam kazanıyor.
Satıcıyı boğmadan büyüten bir düzen kurarsan, müşteri de rahat eder. Kurmazsan, kasaya giren rakamlar bir süre sonra sadece bilançoda parlar.
İşin ilginç tarafı da böyle bir dönemde KPMG’nin müşteri deneyimi listesi ortalığa düşüyor. Apple zirvede, Arçelik ve Shell peşinde. E-ticarette Trendyol 4’te, Trendyol Express 8’de. Listeyi görünce refleks olarak e-ticaret markası neden ilk üçte yok? diye mırıldanıyor insan.
Aslında cevabı da basit. E-ticarette deneyim tek markanın........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin