Rum’da: Barış değil Hegemonya arayışı!
Doğu Akdeniz’in jeopolitik dengeleri, son yıllarda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) tek taraflı ve hukuk dışı hamleleriyle daha da karmaşık hale geldi. Sözde “Münhasır Ekonomik Bölge (MEB)” ilanı, sadece deniz yetki alanlarını değil, Kıbrıs Türk halkının meşru ve doğal haklarını da hedef aldı. Bu girişim, 1960 ortaklık düzeninin ruhuna, uluslararası hukuk ilkelerine ve en önemlisi Ada’daki iki halkın siyasi eşitliğine açık bir saldırı niteliğindedir.
2000’li yılların başında GKRY’nin Türkiye ve KKTC’nin tüm itirazlarını hiçe sayarak tek yanlı biçimde “MEB sınırlarını” belirlemesi, Doğu Akdeniz’de uzun vadeli bir istikrarsızlık kapısını araladı. Oysa Kıbrıs adasının doğal kaynakları, iki halkın ortak zenginliği olarak değerlendirilmeliydi. Rum yönetimi, bu kaynakları siyasi baskı ve dışlama aracı haline getirerek Türk tarafını devre dışı bırakmayı stratejik hedefe dönüştürdü.
Rum yönetimi Mısır, Lübnan ve İsrail’le yaptığı deniz yetki alanı anlaşmalarıyla Türkiye’yi kuşatmayı hedefleyen bölgesel ittifaklar kurdu. Bu ilişkiler yalnızca ekonomik değil, askerî karakter de kazandı. Her yıl düzenlenen Nemesis, Evrim gibi tatbikatlar, sözde terör ve güvenlik senaryoları altında Türkiye ve KKTC’yi hedef alan birer gözdağı gösterisine dönüştü.
GKRY uzun süredir Doğu Akdeniz’de kendisini “Batı’nın ileri karakolu” olarak konumlandırma çabasındadır. ABD’nin 1987’den beri uyguladığı silah ambargosunu kaldırması, Rum yönetiminin elini güçlendirirken bölgedeki dengeyi bozmuştur. Fransa ve İsrail’le imzalanan savunma anlaşmaları, Rum........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden