Orta dönemli dezenflasyonist politikalar, para ve faiz politikası ile uyumlu maliye politikasını da gerektirir. Uzun dönemde ise ayrıca yapısal çözümler de gerekir. 2025 bütçesi bu anlamda dezenflasyonist politikaları desteklemiyor. Tersine enflasyonist bir bütçedir.
1-Bütçe halkın değil, siyasi iktidarın bütçesidir.
Aslında bu bütçeye devlet bütçesi demek de mümkün değildir. Bütçe iktidar partisinin bütçesidir. Zira en önemli bütçe prensibi olarak, bütçede mali saydamlık yoktur. Söz gelimi bütçeden sosyal yardımlar içinde yer alan 10,5 milyon kişiye dağıtılan parayı göremezsiniz.
2025 ödeneklerinin fonksiyonel dağılımında, sosyal güvenlik ve sosyal yardımların, yüzde 13,6’sının nereye gideceği görünüyor ve fakat bu ödeneklerin yüzde 86,4’ünün diğer başlığına benzer bir başlıkla “Sınıflandırmaya girmeyen hizmetler” adı altında nereye gideceği belli değildir. Diğerleri veya sınıflandırmaya girmeyenler oranı yüzde 1-2 dolayında olur. Bir ödeneği yüzde 86,4 sınıflamaya girmeyen olarak göstermek akla zarardır. Belli ki bu harcamalar yandaşlara ve diğerlerine giden popülist harcamalardır. Milleti ve vergi verenleri aptal yerine koymaktır. (Aşağıdaki tablo.)
Başkanlık sisteminden önce, bütçe kanun tekliflerinde bakanlık bütçeleri tek tek yer alırdı. Harcama detaylarını da görüyorduk.
Başkanlık sistemi ile Merkezi Yönetim Bütçe Kanununu Cumhurbaşkanı Parlamentoya “teklif” ediyor. Meclis’ten sonra yine Cumhurbaşkanının nihai onayına gidiyor. Partili Cumhurbaşkanına bütçeyi........