Vatanın delisi Müfit Özdeş... |
Yazılarımdan dolayı bana sempati besleyen emekli büyükelçi Müfit Özdeş ile son on yıl içinde bazen iki günde bir, bazen haftada bir bazen de ayda bir de olsa mutlaka telefonla görüşürdük. Her defasında moral ve destek verir ve gündemdeki bir ülke sorunuyla ilgili görüşlerini, deneyimlerini anlatırdı. Son yıllarda hastalıklarla boğuşuyordu ama her defasında ayağa kalmayı başarıyordu. Hep “ne zaman oturup yüz yüze konuşacağız?” derdi. Bir gün kendisini ziyaret etmeye karar verdim. Heybeliada’da babadan kalma küçük bir ahşap evde oturuyordu. “Eli boş gidilmez” diye Müfit Özdeş’e, bizim mahalleden ağabeyim Bekir Kılıçkaya’nın getirttiği halis sütten yaptığımız yoğurdu götürdüm... O sırada hastalıktan yeni kalktığı için makbule geçer diye düşünmüştüm.
Adada faytonlar kaldırıldığı için onların yerine arkasında iki kişilik oturma yeri olan motorlar kullanılıyordu. Müfit ağabey, iskelede beni karşıladı, biraz yürüdükten sonra bir motora bindik, ada turu yaparken, evine de uğrayıp yoğurdu bıraktık. Yalnız yaşıyordu... Bir saat kadar adayı dolaştık, babasının, dedesinin mezarlarında dua ettikten sonra ada sakinlerinin uğrak yeri olan kahvehanede sohbet ettik, nikâh şahidi olduğu bir düğüne katıldık. Akşama doğru da beni iskeleden uğurladı.
Yoğurdu çok beğenmiş... Haftada bir süt almaya ve bizim yoğurdu maya olarak kullanıp yoğurt yapmaya başlamış... Artık her arayışında önce yoğurt için tekrar tekrar teşekkür ediyordu.
***
Müfit Özdeş kimdi?
Hani Atatürk’ün Şam’da iken, “Bugünün adamı mı olmak istersin, yarının mı” diye........