Tıkandığı yerde yeniden güçlenmek
Kapitalizm tıkandığı yer olan Ortadoğu’ya yeniden saldırmaya hazırlanıyor….
Konu Ortadoğu olunca ve oradaki aydınlarımız, entelektüellerimiz olunca genelde bir üst süzgeç, bir üst kabul mercii her zaman ortaya çıkar. 15. yüzyılda Batı’da başlayan bilim, sanat ve ardından gelen aydınlanma; ulus devletlerin inşası; gelişen teknoloji ve kültür yayma fırsatları, Batı’nın başarılarını gösterir. Ancak bunlar Batı’yı tüm aklın tek yetkilisi yapmaz. İnsanlık tarihi boyunca hiçbir akla “bu son akıldır” denmemiştir — çünkü akıl tükenmez; sorgulama bitmez. Biz hâlâ nasıl yaşayacağımızı, neden yaşadığımızı, nerede olduğumuzu yaşam ve sonrasını aramaya devam ediyoruz.
Son elli yılda iletişim ve teknoloji hızlanmış; Z kuşağının merakı, 2010 sonrası kuşakların arayışları ile yeniden canlanmayı tetikledi. 2020 doğumluların daha sorgulayıcı geldiğini bile öngörebiliriz. Özetle: Batı’nın ortaya çıkardığı akıl “son akıl” değildir. Olamaz.
Bizim için asıl sorun, Batı’nın “pozitif bilimi” bir hakikat biçiminde topluma dayatması ve bu sunuşu destekleyen bir kültür inşa etmesidir. Burada, pozitif bilimi eleştirirken dikkat çekmemiz gereken bir nokta var: Her gerçeğin, her olgunun bir öyküsü vardır. Öyküsü olmayan bir olgu salt matematiksel bir sonuç olmaktan öteye geçemez; bu nedenle sadece deneysel bilimlerin ortaya koyduğu verilere dayanarak toplumsal bir hakikati keşfettiğimizi iddia edemeyiz. Deneysel sonuçlar bizim matematik dünyamızda değerli veriler sunar; fakat bunların doğrudan toplumsal politika veya ahlak inşasına tek başına temel olamayacağını........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel