Kadın bedeni üzerinden özel savaş
Devletli uygarlığın beş bin yıllık erkek egemen mirası, tarih boyunca en yoğun baskıyı kadın ve gençlik üzerinde kurmuştur. Toplumsal hakikat ve özgürlük arayışının sürekli taşıyıcısı olan bu iki toplumsal özne, her dönemde iktidarın korku kaynağı olmuştur. Bugün de aynı hat sürdürülmektedir; yalnız yöntemler dönüştürülmekte, baskı mekanizmaları güncellenmekte ve “kadın kırımı” verilen politik aygıt genişletilmektedir.
Dersim, bu savaşın en görünür cephelerinden biridir. Çünkü Dersim yalnızca coğrafya değil; aynı zamanda Reya Heq – Alevi inancının, komünal ve eşitlikçi toplum modelinin binlerce yıllık hafızasıdır. Bu hafızanın merkezinde kadın vardır. Ana Fatma’dan Ana Naciye’ye, Ana Sekine’ye uzanan hat hem toplumsal bilgelik hem de siyasal direnişin taşıyıcısı olmuştur. Bu nedenle Dersim’de kadın hedef alındığında aslında toplumun bütününe yönelen bir saldırı gerçekleşmiş olur.
“Asıl savaş, erkek egemen zihniyetin kadını denetim nesnesine, bedenini mülke, sesini suskunluğa indirgediği yerde sürüyor”
Komünal Hafızanın Tasfiyesi
Tarihsel olarak Dersim toplumu, Ocak örgütlenmesi ve “ikrar” kurumu ile kendi iç denetimini toplumsal ahlak üzerinden yürütüyordu. Toplumsal düzeni bozan her davranış, bireyin suçluluğundan çok, davranışı doğuran toplumsal koşullar çerçevesinde ele alınır; kişinin demokratik ve komünal potansiyeli açığa çıkarılmaya çalışılırdı.
Bugün bu sistem bilinçli biçimde zayıflatılmış; toplum kendi öz denetim mekanizmalarından koparılmıştır. Özellikle üniversiteler, devletin ideolojik aygıtları olarak işlev görmekte; gençliği tarihsel hafızasından uzaklaştıran, kültürel yabancılaşmayı derinleştiren bir rol üstlenmektedir.........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel