Kürtler kimle ittifak kurar, kimi destekler?

İmralı’da Öcalan’la görüşmeye katılan MHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldız, “CHP HDP’den aldığı oyların mahcubiyeti nedeniyle Komisyon’a katıldı” dedi.

Arkasından bir değerli gazeteci arkadaşımız da ANF’ye verdiği demeçte “CHP bundan böyle Kürt halkından oy alamaz” diye konuştu. Konuşanlardan bağımsız olarak kamuoyunda bu açıklamalara benzer bir kanaat olduğu açıktır. Barış ve demokrasi amaçlı süreci “seçime” ve “Kürt oylarına” bağlı ele almak çok büyük bir yanlış olur.

Bir süredir yazıyorum: Barış ve demokrasi sürecinin önündeki en büyük engel, hangisinin haklı, hangisinin haksız olduğundan bağımsız olarak, AKP ile CHP arasındaki “iktidar savaşlarıdır.” Seçimi, oy hesabını, kamuoyu desteğini, birbirlerine üstün gelmeyi esas olan her iki parti arasında “iktidar savaşları” en azından bu sürecin güvenceye alınması ve başarıyla sonuçlanmasına kadar, bir tür “siyasi ateşkesle” durdurulmazsa Türkiye’yi İmralı ziyaretinde yaşanan krizden çok daha yıkıcı krizler bekler.

Özellikle Komisyon’a katılan partilerin niyetleri hakkında yapılan açıklamalar, zaten halk kitlelerinde var olan güvensizlği ve kaygıları arttırmaktan başka işe yaramaz. Taraflardan biri “CHP, HDP’den aldığı oyların mahcubiyeti ile Komisyon’a katıldı, yani samimi değil, amacı HDP oylarını kaybetmemek derse, diğeri de “MHP ve AKP’nin niyeti barış ve demokrasi değil, Erdoğan’ı ömür boyu başkan yapmak için HDP oylarına göz dikmek” diye konuşursa, ki böyle konuşulmakta, barış ve demokrasi için süreci destekleyen halk işin ciddiyetinden ve amacından şüpheye düşer. Böyle bir şüphenin güçlenmesi her şeyden önce barışın toplumsallaşmasını kesinlikle önler.

Dikkat edilirse bu uygunsuz tartışma AKP ve CHP arasındaki iktidar kavgasında Kürt halkının iradesini yok sayan, onun oylarını iki parti arasında paylaşılacak zavallı ve pasif bir şey gibi........

© Yeni Yaşam